Bu Blogda Ara

30 Kas 2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 67

TOPLUMDA GÜVEN DUYGUMUZU KAYBETMEMİZİN NEDENLERİ...



Hayatımız boyunca çeşitli duygular sarıp sarmalıyor bizi.  Duygularımız  İçimizden gelen ruhsal tepkilerle de  değişip başkalaşabiliyorlar. Böylece belki  daha sakin. daha öfkeli, sabırsız, ya da daha sevecen, daha şefkatli oluyoruz. Çevremizdekilere karşı  tepkilerimiz  de değişiyor o zaman.; Seviyoruz, güveniyoruz, güvenimizi kaybediyoruz, heyecanlanıyoruz, utanıyor veya sinirleniyoruz. 

Duygularımız bizim insan  yanımız. Bizi biz yapan, bizi tamamlayan, kendimizi ifade etmeye yardımcı olan dürtülerimiz. Olaylara, kişilere, yaşadıklarımıza göre farklı duygular yaşıyor, farklı tepkiler gösteriyoruz. Bu bizi başkalarından  farklı kılıyor. Güven arayışı en baskın duygularımızdan biri. Her yaştan insan kendini güvende hissetme ihtiyacı duyuyor.  Ancak çocuklar ve yaşlılar buna en çok ihtiyaç duyanlardan. Yaş aldıkça duygularımız da değişime uğruyor. Geçmiş yıllara göre dozu artıyor ya da azalıyor. 

İnsan düşününce şaşırıyor; Ne oldu, neler yaşadık da toplum olarak bu denli birbirimize güvenemez hale geldik? Eskiden kapısını kilitlemeyen insanlar bugün neden kilit üstüne kilit vuruyorlar? Bir çocuğun saçını okşayan bir yetişkin neden hemen kuşku uyandırıyor?  Kafamızda potansiyel suçlular yaratıyoruz. Siyasetçilerin açıklamalarına neden güvenemiyoruz? Depremlerde, doğal afetlerde yanlış uygulamaları görünce nasıl kahroluyoruz? Birbirine yabancılaşan, uzaklaşan, kuşku duyan insanlar olduk. Korona sonuçları tablolar halinde açıklandığında nasıl da hayal kırıklığına uğradık. Yeni tablolar da yanıltıcı olabilir güvensizliğiyle sarsıldık.

Ben  ülkemde en çok adalete güven duymak istiyorum. Gerçek suçlularla suçsuzların ayırt edilmesinde adaletin terazisi eğrilmesin istiyorum. Yeni kuşak çocuklarımız ve gençlerimiz de güvensiz, kuşkucu ve şüpheci yetişiyorlar. Yüzyıllar ötesinden Epicure "Güvensizlik başlayınca dostluk kaybolur" diyordu. Oysa sevgi, dostluk, vefa , anlayış, paylaşım duygularından yoksun mu  büyüyecekler? Biz eski eğitimciler  kindar nesiller olmasın istiyoruz.

Yalan, aldatmaca, acımasızlık, şiddet giderek artıyor.  O zaman karşı çıkma, savunma ihtiyacı da giderek artıyor. Sessiz ama her an tepkiye hazır  insanlar  çoğalıyor. Uzun süredir maaşını, tazminatını alamayan, ailesine karşı başı önde, ezik babalar, gençler çoğalıyor. Güvensizlik aileleri parçalıyor. Düşünmek aynı zamanda beyin jimnastiği sayıldığına göre kendinize sorun lütfen: Çevrenizde gerçekten güven duyduğunuz kaç kişi var? Geçmişle bugünü kıyasladığımızda neden daha öfkeli, daha sinirli, daha güvensiz bir toplum olduk? Neden farkındalıklarımız azaldı ? Çevremizdekilere  güvenemeyince neden yalnızlığı seçer olduk ? Gelecekten umutlu musunuz?

*** Deniz kumunun karışmadığı sağlam bir ağaç evde yazımı yazmakla  huzur buldum.

*** Başta Deeptone olmak üzere  bu zamana dek Ağaç Ev Sohbetlerinde emeği olan arkadaşlara teşekkürler.

*** Katkıda bulunacak arkadaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.

***Hepimiz için, ülkemiz için, güvenli, umutlu, aydınlık bir gelecek diliyorum.






27 yorum:

  1. oleey gelcem yineee, akşam yazcam ben de, linkini verince gelcekler seni okumayaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güven konusunun işlendiği bir yazıda güveni sarsmayım istedim sevgili Deep. 08.30'da yazı yayınlandı. Sevgiler.

      Sil
  2. Makbule Hanım merhaba, güçlü kaleminizden cümleler eksik olmasın ki bizlerde gelip her daim sizi okuyabilelim. Sağlık, mutluluk ve güven dolu yarınlar diliyorum. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun bir aradan sonra merhaba sevgili Hamiyet Hanım. Blogda yazmayı özlüyorum inanın. Hele böyle içten, güzel yorumlarla nasıl da mutlu oluyor insan. Bir süredir İnstagramda da yazınca zaman yetmedi sanırım. Ama blog daha değerli benim için.
      Sevgiyle.

      Sil
  3. Hukuk Sosyolojisi dersi alıyorum da bu yıl,hukukun görevinin adalet sağlamak değil erk doğrultusunda davranmak diyor çoğu yaklaşımlar :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir bölümde okuyorsunuz. Hukuk benim de çok ilgi duyduğum bir alan olmuştur. Ama doğrusu uygulayıcı olamazdım. Babam bir zamanların çok iyi bir savcı ve avukatı idi. Ağabeyim, yeğenlerim köklü hukuk fakültelerinden mezun hukukçular idiler.
      Bir zamanlar Yüksek Hakimler Kurulu vardı. Çok adil seçimlerle hakim ve savcılar seçilirlerdi. Denetim çok uygun şartlarda yapılırdı. "Kamu vicdanı" diye bir terim bana çok ilginç gelir.
      Anne babanın çocukları arasında ayrım yapması, bir öğretmenin not sisteminin adil olmayışı, bir kocanın eşine yanlış davranışı ve benzeri durumlar içimizi acıtıyor genç arkadaşım. Suç varsa elbette ceza da olacaktır. Hukuk adaletin adil dağıtımına katkı sağlayacaktır.
      Yıllar önce okuduğum bir kitap vardı. "Bir ceza avukatının anıları" Yıllarca Baro başkanlığı yapmış bir avukatın kitabı. Sahaflarda veya kütüphanelerde bulabilirseniz lütfen okuyun. Gerçek olaylardan yola çıkan çok etkileyici bir kitaptır.
      Sevgiyle.

      Sil
  4. Ağaç Ev Sohbetlerine sizin gibi insanların katkıda bulunması beni çok mutlu ediyor. Seçilen konuların okuru düşünmeye sevk etmesi, farkındalığı arttırması ve bir şeyler öğretmesi Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğini yüceltiyor ve hak ettiği yere çıkarıyor. Öncelikle seçtiğiniz konu için sizi tebrik ediyor ve şükranlarımı sunuyorum.

    Yazınızda genel olarak toplumda oluşan güvensizlik duygusuna dikkat çekmiş ve bunu somut örneklerle pekiştirmişsiniz. Güvensizliğin tek nedeninin (eğer atlamadıysam) adaletin yitirilmesi olduğunu ifade ediyorsunuz. Belki başka sebepleri de olabilir ama her olumsuzluğun nedenini adaletin işlemeyişinde aramak gerektiğine inananlardanım. Güvensizliğin temelinde adalete olan inancımızın kalkması çok doğru. Bunun geçen haftanın Ağaç Ev Sohbetleri konusuna da ilişkilendirilebileceğini düşünüyorum. Güven duygumuzun kaybolması bizleri köleliğe doğru götürüyor. Kimseye güvenmediğimiz için her işi kendi başımıza yapmaya çalışıyoruz, yardımlaşma gün geçtikçe azalıyor, gardımızı almış en yakın bildiğimiz insanlara dahi tereddütle yaklaşıyoruz, bu durum bizi geriyor ve mutsuz ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onore edici, yüceltici içten yorumunuza çok teşekkür ederim. Yazın iki ay kadar yaylada oluşumuz, 1500 m. yükseklikte internetin çok sağlıklı işlemeyişi blog yazılarını düzenli takip etmemi engelledi. "Ağaç Ev Sohbetleri" gerçekten güzel bir uygulama.
      Toplumda, bireylerde güvensizlik oluşumuna çok yönlü bakmaya çalıştım. Ne yazık olumsuzluklardan çok etkileniyor, hatta taklit ediyoruz. Önce yadırgarken daha sonraları benzer olay ve kişileri kanıksıyoruz. Çekinme, utanma duygusu giderek azalıyor, güvenimizi de kaybediyoruz.
      Pardon, güvensizliğin tek nedeninin adaletin yitirilmesi olduğunu düşünmüyorum. Ancak en önemli nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Eğitimde, sağlıkta kentleşmede, çevrecilikte maalesef pek çok konuda uygulama yanlışları var.
      Teşekkür ediyor, esenlikler diliyorum.

      Sil
  5. Merhabalar.
    İlk defa bir Ağaç Ev Sohbetine katılıyorum. Eskiden sözümüze bile güvenilirken, hatta sözümüz senet iken, şimdi ne oldu da bu hale geldik?
    Bu sorunun cevabını vermek o kadar zor ki, insan bu soruya cevap vermek isterken zorlanıyor, olanları hazmedemiyor. İyi ve kötünün mücadele alanı neresi diye sorsalar, herkes tek kelimeyle "NEFİS" diyecektir. Modern dönemde maddeye aşırı yönelimin sonucunda kesben zenginleşip kalben fakirleşen bir toplum olduk ve haliyle birbirimize olan güveni de yitirdik.

    Güven yalnızca hayata tutunmanın değil, istikrarın, üretimin de kaynağıdır. Güven deyince aklımıza, bireylerin ve kurumların aralarındaki ilişkilerde canlılığı oluşturan; taahhütlerini yerine getirme, içtenlik, gerçeklik, dürüstlük ve erdemi kapsayan bilinçli tutarlılık hali gelmelidir. Bu bağlamda güven; toplumsal düzenin, bireysel yaşantının, ekonomik ve demokratik gelişmenin temelini oluşturur. Bir arada yaşamanın şartı güvendir. Sonuç olarak güven erozyonu yalnızca bireyler arasındaki ilişkileri değil, toplumsal alanı da ifsat etmektedir.
    Bu güzel paylaşım için kaleminize ve emeğinize sağlıklar dilerim. Selam ve saygılarımla birlikte bir arada yaşayabilmemiz için ihtiyacımız olan güvenin yeniden tesis edilmesini Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağaç Ev Sohbetlerine ben de ilk kez katılıyorum Sadece bir yoruma da katılmıştım. Korona günlerinde bloglar arasında bir sohbet gibi düşündüm.
      Geçmişte "Söz namus" denirdi. "Sırdaş olma", "Kan kardeş olma" denirdi. Güven ana yapı taşıydı. İnsanlar arası ilişkilerde olması gereken temel özellik idi.
      Ünlü yazar Oktay Akbal'ın "Önce ekmekler bozuldu" diye bir romanı vardır. Çok severek okumuştu. Gıda maddelerine hileli karışımlar yapıldı; At eti, eşek eti satıldı. Baharatlar karıştırıldı. Yeni evlerin sözleşmelerinde çoklu tapular satıldı .Değindiğiniz gibi güven; toplumsal düzenin, bireysel yaşantının, ekonomik ve demokratik gelişmenin temelini oluşturuyor.
      Katkınıza, iyi dileklerinize çok teşekkür ederim. Saygılar.

      Sil
  6. aklıma gelmişkeeen, benim yazıdaki ağaç ev fotisine tıklayıp bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz onuu :) diğer bütün fotilerimi dee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorum, fotoğraf aktarımı olmadı. Öneriye teşekkür ederim. sonra denerim.

      Sil
  7. Çok güzel bir yazı olmuş.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi görüşünüze çok teşekkürler. Konu da güzeldi. Keşke güven duygumuz tazelense, yeniden güven duyabilsek.
      Sevgiyle.

      Sil
  8. evet yaa adalet yok hukuk yok ve şiddet artıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Varlıklarını yeterince, hakkıyla hissedemiyoruz. Yolun ortasında eşini bıçaklayanlar, okulda öğretmenini tehdit edenler, orman kanunlarını uygulayanlar... Kadına, çocuklara, yaşlı ve kimsesizlere şiddet güvenimizi zedeliyor tabii.

      Sil
  9. kaplan diary çok güzel bir cevap vermiş size, blogunda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorum. Kaplan Diary her zaman yorumlarıyla destekleyen bir arkadaşımız. Benim blog sayfasında yazdığı yoruma yanıt vermiştim. Kendi sayfasında da düşüncelerini özetleyen bir yazı yazmış. Ben o yazıya da yorum yazdım. Bloglarda hiç tanımadığım yeni arkadaşlar da olmuş. Sevindim, ancak ele aldığım konu hakkında ne düşündüklerini Kaplan Diary'nin sayfasına yazdıkları yorumlardan okuyup öğrenebildim. Arkadaşımıza teşekkür ediyorlar, memnun olurum ancak acaba güvensizlik mi diye düşünmekten kendimi alamadım.
      Henüz birbirimizi tanımıyoruz sevgili Deep.
      Sevgiler.

      Sil
    2. hayıır tabikide güvensizlik değiil. size kaplana veya bana rastgele yorum yapıyorlar. bilerek yapılan bişi değil buuu. yeniler belki sizin blogu daha keşfetmediler. keşfederler kiii :)

      Sil
    3. öykü etkinliğini yayınladım. siz de isterseniz o beş kelime ile bir şey yazabilirsiniz. ileride siz de beş kelime saptayabilirsiniiiz :) biz de sizin kelimelerle yazabiliriz :) siz de yazarsınız tabiii :)

      Sil
  10. güven duygusunun gelişmesi çok uzun yıllar alabiliyor ama bazen çok derinden sarsılabiliyor yıllarca ilmek ilmek kurulan dostluklarda bile eski özen gösterilmediğinde fark etmeden bu sarsılabiliyor önemli bir konu çok de güzel ele almışsınız :) benim anneannemin evinde şuan bile hiç kapı kilitlenmez, onun yaşadığı yerde kapı kilitleme adeti yoktur herkes birbirini bilir ihtiyaç halinde içeri girip seslenebilirler her an ama çocuklukta öyle yetişmiş olsam da onun yanında şimdi büyük şehirde merkezde pencereyi kapatırken bile düzgün kapattım mı diye tekrar kontrol ediyorum kapının üzerinde ne kadar kilit varsa hepsini kuruyorum. birkaç yıl önce anneannemi ziyarete gittiğimde kapı kilidini açık bıraktıklarını unutumşum öyle şaşkınlık yaşadım ki kapıdan dışarıya ip sarkıyor mesela ve dışarıdan çekince içerideki kilit açılıyor öyle bir güven duygusu oradaki herkeste. yaşam şartları işte insanları ne hale getiriyor. şimdi her gün haberleri takip ederken bugün başımıza ne işler açılacak acaba diye tedirginiz yani. yazı çok güzel konu da öyle olmuş kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun bir yanıt yazmıştım. Tam gönderirken "Bir ağ değişikliği algılandı" yazısı çıktı. Tekrar denedim, bekledim, olmadı. Sonra tekrar yazacağım.
      Katkınıza teşekkür ederim.

      Sil
    2. Siz de ne güzel bir yorum yazmışsınız. İlk yanıtımda neden bilmem bir aksilik oldu, mesaj ulaşmadı.
      Geçmişteki güvenle günümüzdeki anlayış ne kadar farklı. İpli kapı gülümsetti beni. bir zamanlar ne kadar çoktu. Bir güven simgesiydi.
      Şimdilerde belleklerimiz kötü haberlerle dolu. Her yönden bombardıman gibi haberler yağıyor. Bir güvensizlik ortamında güven tazeliyoruz.
      Katkınıza çok teşekkür ederim. Sevgiyle.

      Sil
    3. blog yorumlarında bu aralar bir sorun var bazen sıkıntı çıkabiliyor düzelmesine sevindim :) bana da yanıtların bildirimi gelmiyor yaptığım yorumları hatırlarsam gidip kontrol ettiğimde yanıt verdiğinizi fark ediyorum ancak :) belki zamanla insanlarda eski güven eski neşe ve tazelik yeniden bulunur her şey iyiye yönelir belki yeniden :) çokça sevgiler :)

      Sil
    4. Her şey zaman içinde halloluyor. Teşekkürler. Kolay gelsin.
      Sevgiler.

      Sil
  11. Güven ve sevgi insanın en çok ihtiyaç duyduğu duygular bence. Doğamızda var; sevilmek isteriz ve kendimizi güvende hissetmek. Bloğumda da değindim Homo Sapiens diye bir kitap var, orada bahsediyor insanlığın tarihinden, evrimleşmesinden. Homo Sapiens bir nevi benzerlerinin üstüne basa basa evrimleşmiş. Şimdi de sürüyor bu. Bu noktada adaleti yitirdik, en bariz konularda bile cezalandırma yok. Doğal olarak da güveni yitirdik. Şöyle otursak, ciddi ciddi düşünsek hayatımızda güvenebileceğimiz kaç kişi var acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. N e yazık, güvenle ilgili düşünceler bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Homo Sapiens'i üniversitede iken okumuştum. Yeni baskılar daha gelişmiştir mutlaka. Ben de yazımda "Önce Adalet istiyorum" diyordum.
      Sağlıkla, huzurlu ve mutlu, aydınlık bir ülkede yaşamak dileği ile.

      Sil