Bu Blogda Ara

13 Kas 2023

DOST OLABİLMEK - DOST KALABİLMEK

 


Hava Durumu raporlarına göre birkaç gün önce  bu yörede yağış bekleniyordu. Gündüz yağmadı ama akşam üzeri başlayıp sabaha kadar devam eden yağmur, ağaçlara, çiçeklere, çevreye tam bir sonbahar temizliği sağladı. Toprak suya doydu mu bilinmez. Dün adeta dört mevsimi birden yaşadık, Kâh parçalı bulutlu, kâh hafif yağmurlu geçerken ansızın güneş de göründü, varlığına nasıl da ihtiyaç duyduğumuzu hissedercesine günümüzü, ruhumuzu aydınlattı. Tıpkı özlemini duyduğumuz güzel insanlar, dostlar gibi... 

Hayatın hızlı akışı içinde bazı günler özeldir ;  Aslında bazen uzun bir geçmişi vardır bu günlerin. Yıllar önce başlasalar da anılar zincirine eklenmesi, kayda geçmesi, kalıcı, sağlam  izler bırakması çok da kolay değildir. O andan, o günden yılların ötesine geçişler yaparsınız hızlıca. Bir insan tanıdığınızda ortak özellikleriniz, arada zıtlıklar olsa da benzer karakterleriniz,  kişilikleriniz , beklentileriniz,  hayal kırıklıklarınız parçalardan bütüne yönelip yeni bağlarla kurulacak sağlam bir zemine güç kazandırır.  Hemen dost olamazsınız, uzun, ince bir yoldur bazen, kimi zaman bir duruş, bir karakter özelliği, zekice bir söz, insanın ta içine işleyen bir paylaşım, bir müzik, bir film, mizah anlayışı, insani özellikler taşıyan her şey. Yeni dostluklara giriş kapısını aralar...

Ünlü düşünür Nietsche şöyle diyor: "Hepimizin birbirine bir sır olduğu gerçeğine kendimizi alıştırmalıyız. Bir başkasını tanımak, onun hakkında her şeyi bilmek demek değildir. Karşılıklı duygu ve sevgi beslemek ve birbirine inanmak demektir."  Hoşgörünün, saygının, sevginin, dürüstlük ve içtenliğin olmadığı yerlerde nefret, kin, öfke tohumları hemen yer buluyor. Kapkara bulutlar sarıyor dört bir yanı. Pespembe gözlükler bile iyimserlik ya da olumlu bakışlar ulaştıramıyor oralara. Çıkar ilişkileri devreye giriyor, düşmanca bakışlarla,  katı, acımasız tavırlarla insanlar, insanlıktan giderek uzaklaşıyor öyle zamanlarda...Belki de bazı insanların genlerinde olumsuzluk var.  Ancak iyilik kadar kötülüğün de bulaşıcı  olduğuna inanıyorum ben. 

Mersin'den İzmir- Urla'ya taşınalı 1 yıl, 9 ay oldu. Henüz iki yıl bile değil. Eski dostlara yeni dostluklar eklendi elbette. "İyi ki varlar" diyebileceğimiz insanlar. Bir fincan kahvenin kırk yıl, bir  tas çorbanın yıllarca hatırını bilen bu güzel ülkenin insanları, iyi insanlara da her zaman gönüllerinde yer buluyorlar. Bazen "Bir telefon kadar yakınınızdayım " diyen şefkatli  bir sesle, bazen sizi arabasıyla gideceğiniz yere kadar götüren bir gönüllü, bazen çalınan ve kurtarılamayan, kapatılamayan bir hesabi ille de geri almak isteyen bir dost eli, hastanede zor günlerinizde işlerinizi çözümlemek için didinen bir can yoldaşı, her türlü zorluklarda bir onarım ustası gibi varlıklarını, insan sıcaklığını hissettiren insanlar. Sadece teşekkür etmeyi yeterli görmüyor. mahcup da oluyorsunuz. 

Sanal ortamda tanıdığımız güzel insanlar da var : Vefalı, güvenilir, etik değerlere bağlı, iyiniyetli, okuyan, araştıran, çıkarsız yardıma hazır. Önceleri bana bir okyanus gibi gelen, derin sularda yüzmek değil sığ sulara bile temkinli ayak basan biri olarak zaman zaman "Ben burada ne arıyorum ki? " dedirten bir başka alem. Yazmayı, okumayı seven biri olarak yıllar geçtikçe sınama-yanılma ile sadece Blogda karar kılan acemi ama sonsuz öğrenme tutkusuyla yoluna devam eden bir sade vatandaş...Yazımın sonuna eklediğim ünlü Tiyatro Sanatçımız Müşfik Kenter'in videosu benim duygularıma da tercüman oluyor.  Ama her zaman, her yerde farklılıklar da var;  Dün bir blog dostum ve değerli arkadaşı konuğumuz  oldu. Aile boyu tanıyıp çok sevdiğimiz, o zamana kadar yüzlerini  hiç görmesem de çok uzun zamandır tanıyormuş gibi bir  duyguya kapıldığım iki güzel insan: Sezer Özşen ve Nergis Topak.

Urla merkezden biraz uzakta, bahar gibi güneşli,  biraz hüzünlü bir  günde bizim evde buluştuk. Bazen siz istemeseniz de zaman acımasızca akıp gidiyor. Oysa daha konuşacak ne çok şey vardı. Zaman ve sağlık elverdiğince hiçbir şey yarım kalmamalı.  Dostların taşıdığı enerji, neşe, coşku halâ buralarda sanki. Bugün sabah kahvemizi o güzel fincanlarda içtik. Kasımpatıların kokusu ve canlılığı sanırım benim lâvantaların kokusunu bir süre unutturacak. Hatta yıllar önce Adana'da ilkbaharlarda evimize rahatlatıcı, sakinleştirici kokular yayan nergis çiçeklerinin kokusunu duyumsadım bir süre. El becerisiyle yapılmış seramik pano uygun yerine yerleşti. Keçeden yapılmış bir magnet buzdolabının üzerinde güneş, deniz ve  martıları sergiliyor. Kızım, ince bir hatırlayışla verilen şiir kitabını çocuklarına da okuyarak çoktan bitirmiştir eminim. Ailece donandık o gün; İçine sevgi de katılınca değeri paha biçilmez olan  hediyelerimizle... Çok sevgili arkadaşlarımız sanırım bereket de taşımışlar yuvamıza, yöremize. Bugün sağanak yağış var buralarda.

Yalnız kalmadık iyi ki. Bir gün sonra da konuklarımız oldu; Yeni evli, güler yüzlü, gözleri ışıl ışıl, her zaman yardıma hazır genç bir çift, Zeynep ve Efe, komşuyuz. Hafta sonlarını zaman zaman Baba Evi'nde geçiriyorlar. Dostlar hanesine yeni adlar, yeni kişiler ekleniyor. Sohbetlerin içtenliği, doğal akışı bazen o güzel anların fotoğrafını çekmeyi de unutturuyor. Hiçbir fotoğrafta olduğum gibi, doğal halimle çıkmadığım için biraz da seviniyorum galiba.  Ustaların çektiği fotoğraflarda bile hiçbir şey capcanlı olamıyor. Bir seziş, bir duygu, bir ışıltı, bir renk, heyecan, yüreğin kıpırtısı olduğu gibi net algılanamıyor. "Mutluluğun fotoğrafı ya da resmi var mıdır ?" sorusunu yıllar sonra "Yapay Zekâ " yanıtlayabilecek mi acaba...? 

Makbule Abalı- Emekli Eğitimci

13 Kasım. 2023 Urla-İzmir


                                        Müşfik Kenter'e yürekten teşekkürler. M.A




                                           Dostlar- Ruhi SU - Ustaları anıyor, arıyoruz M.A
                            
                                         

 








30 yorum:

  1. Öyle çok sevindim ki sizin adınıza. Okurken yüzümdeki tebessümü gizleyemedim. :)
    Dostluk; karşılıklı emek, sevgi, saygı, empati, iyi niyet ve fedakarlık istiyor. Böyle dostluklara sahip olmak ise bu zamanda büyük bir lütuf.
    Dün geceden beri aralıksız bir yağmur yağıyor burada da. Yağmur sesinin eşliğinde iç ısıtan yazınızı okumak keyifliydi.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın sevgili Tuğçe, az önce ben de senin mektuplaşma ile ilgili yazını okumuştum. Ne güzeldi, tekrar döneceğim. Her zaman yorum yazamasam da, severek izlediğim bloğunun sadık bir izleyicisiyim.
      Sağlıkla, sevgi ve mutlulukla.

      Sil
  2. O şiir kitabını biliyorum ben Makbule Öğretmenim, hayatımın en güzel günlerinden birini kargo ile bana ulaşan o kitapla denizin üzerinde geçirmiş, şiir gibi güne -bence- şiir gibi bir yazı da yazmıştım. Enfes de bir tablo vardı onunla gelen... Yoksa yazınızı ve yaşadığınız günü fena kıskanabilirdim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortak duygu ve duyuşlarla dostlar edinmek, o dostlukları sürdürmek ne güzeldir. Hayatı şiir gibi algılamak da bir ayrıcalık elbette. Sevgili Sezer'in kitabını daha önce severek , işaretler koyarak okumuştum. Bu kez kızım Sezgi de armağanını aldı. Rastlantı, ikisinin adları çok benzer. Duyarlı, seziş gücü yüksek insanlar hep yakınımızda olsunlar.
      Selam sevgiler.

      Sil
  3. Ah benim güzel Makbule Hocam,
    Arkadaşım ve ben, Sizi, Ahmet beyi, pırlanta kızınızı tanımaktan o kadar mutlu olduk ki, yazışarak başlayan tanışıklığın, telefonlara ve akabinde fiziki bir görüşmeye dönüşmesinden çok keyif aldım inanın. Nahif kelimesini tarif et deseler, sanırım hemen sizi işaret ederim. Elinizle yaptığınız yöresel yemeklerin ve tatlının tadı hala damağımızda. Bizi ağırladığınız için çok teşekkür ederim. Artık Egelisiniz ve bizler de sizi daha sık ziyaret edeceğiz.
    Yazıdaki fotoğraflar, videolar ayrı ayrı kalbimde yerini buldu.
    Tekrar teşekkürlerimle,
    Sevgiler gönderiyorum. @>-------

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sezer, Sanırım yaş aldıkça "duygu sarhoşu" oluyoruz biraz. Gün bitiyor, akşam, daha sonra gece devreye giriyor. Düşlerle birlikte sözler, keşkel'er, nasıl'lar , neden'ler devreye giriyor. Örneğin: Neden diyorum o güzel şiir kitabından bir şiiri senin sesinden dinlemedik? Küçük bahçemizi sevgili Nergis'le gezerken farkında olduğunuz portakal ağacımızın ilk meyvesini hep birlikte tatmadık? Sofraya oturduğumuzda güzel bir müziği de konuk etmedik?
      Sorular çoğalınca yanıtlar da güçleşiyor elbette. Neyse, insanın yetişemediği yerde cep telefonlarımızın "hatırlatma" alarmı var. İyi ki sesli mesajlar gibi onlar da iletişimde iyi hizmet sunuyorlar.
      Güney yöremizin ( aslında yurdumuzun) yöresel yemeklerini sevdiklerimizle paylaşmak bizi mutlu ediyor. Bir başka gün başka bir çeşitle...
      Fotoğraflar ve videolar diyorsun: Fotoğraflar bir acemiden -ben tabii- videolar çok sevdiğim ustalardan. Önce sesi ayarlayamadım ama sonuçta sesime sesleriyle yanıt verdiler.
      Mutluluk ve mutsuzluk bir ince yol ayrımında sanki.
      Eşim ve ben, sana, sevgili Nergis'e yürekten teşekkürlerimizi,
      sevgilerimizi iletiyoruz.

      Sil
  4. Hoşgörünün, saygının, sevginin, dürüstlük ve içtenliğin olmadığı yerlerde nefret, kin, öfke tohumları hemen yer buluyor.
    Sıcacık güzel bir yazı idi, dostlupğun değeri para biçilemez bir şey.
    Müşfik beye de bu güzel seslendirme için rahmetlerle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep öyle düşünmüşümdür değerli arkadaşım, o yüzden içimden geldiği gibi yazdım. Ataol Behramoğlu'nun çok sevdiğim bir şiiri adeta o özlemi dile getirir:
      Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım.
      Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil kızım.
      Zulmün önünde dimdik tut onurunu,
      Sevginin önünde eğil kızım.
      Kenter'ler unutulmayanlardan. Işıklar içinde uyusunlar.
      Teşekkürler.

      Sil
  5. Merhaba Makbule öğretmenim.
    Her yazınızda okuyanın çıkaracağı dersler var. Çok gerilerde kaldığını sandığımız dostlukların olması ne güzel. Okumaya ve yazmaya devam edin. BU arada bir önerim var size dostça bir öneri.
    Edebiyat dünyasında yer almak , kalıcı birer kitap yazmak için çaba göstermenizi isterim.
    Selam ve saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçtenlikle yazıldığına inandığım anlamlı, yönlendirici yorumunuza çok teşekkür ederim Hüseyin Hocam.
      Yazmaya tutkun biri olarak, inanın ben de çok istiyorum ve düşünüyorum yeni bir kitabı. İlk kitabımın geliri Mersin Alzheimer Derneğine kalmıştı. Halen birikmiş çok yazı ve şiirim, öykülerim var. Ancak böyle bir girişimin çok kolay olmayacağının da bilincindeyim. Zaman ne gösterir bilemiyorum. Beni yüreklendirdiniz, sağ olun.
      Sağlıklı, güzel günler dileyerek...

      Sil
  6. Öğretmenim yine güzel bir yazıyla süslemişsiniz sayfanızı. Dost denilince aklıma Cahit Zarifoğlu' nun şu sözler geldi :
    Güzel dostlar biriktirin. " Nasılsın ? " yerine " Yüreğin iyi mi ? " diye sorsunlar. Nasıl güzel bir incelik değil mi ?
    Kalıplaşmış bir " nasılsın? "sorusuna karşılık , yine kalıplaşmış bir cevap olan " iyiyim işte ne olsun. " sözlerinin yanında sanki nefeslenmek gibi Cahit Zarifoğlu' nun bu sözü.
    Can Yücel de dostluk ile ilgili şu sözleri söyler:
    Dostlar ırmak gibidir
    Kiminin suyu az kiminin çok
    Kiminde ellerimiz ıslanır yalnızca
    Kiminde ruhumuz yıkanır boydan boya.

    Günümüzde yaşanılan birçok olumsuzluğa rağmen yaşasın gönlü güzel , yüzü güzel dostlar. İyi ki varlar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cahit Zarifoğlu, duyarlı yüreklere ne güzel sesleniyor sevgili Çağrı. Haklısın, kalıplaşmış bir soru kalıplaşmış bir cevabı da beraberinde getirir çoğu kez.
      Can Yücel de insan ruhunu çok iyi tanıyan bir şair.
      İnce duygularla örülmüş yorumuna ve katkına çok teşekkürler.

      Sil
  7. Merhabalar.
    Dost olabilmek ve dost kalabilmek ne büyük bir saadettir. Günümüzde güzel insanları bulmak ve güzel dostluklar kurmak biraz çileli de olsa, hala mümkündür.

    Dost olabilmek ve dost kalabilmek başlıklı yazınızı okuyup eklerini izledikten sonra kendimi, dost olabilen ve dost kalabilen bir blog camiasının içinde bulduğum için çok memnun oldum. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      Başlığa değinerek "günümüzde biraz çileli de olsa" deyişinize katılmamak mümkün mü? İnsanız, bazen yanılgılarımız da olabiliyor.
      Bloglarda daha oturmuş bir sistem ve gerçekten kaliteli bir ortam var. Yıllardır güvenerek, paylaşımlarını severek izlediğim blog arkadaşlarımız var. Onca yılda sadece iki kez kırıldım, haklıydım ama tartışma konusu yapmak istemedim. İzleyici listesinde adlarını bile silmedim. Gönül kırgınlığı bile olsa sakin kalabilmek hepimize daha iyi geliyor. Kayıplarımız da oldu. Sevgiyle, rahmetle anıyorum.
      Dostluğunuza , iyi dileklerinize teşekkürler.

      Sil
  8. Makbule hocam yazınızı okudum etkilendim kaleminize yüreğinize sağlık selamlar , saygılar, sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanıyorum ki toplumda büyük-küçük, genç- yaşlı, tecrübeli- tecrübesiz hepimizin olumlu- olumsuz birbirimizden alacağı çok şey var. Belki bakış açıları, belki farkındalıklar, belki yaşanmışlıklar bunu sağlıyor.
      Çok teşekkürler.

      Sil
  9. yaşamak güzel şeeey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli Deeptone Arkadaşımızı sadece yorumlarıyla tanıyan birisi belki çok yanılabilir. Bloglarda onu Ağaç Ev Sohbetleriyle, Kelime Oyunuyla, okuduğu ve yazdığı kitaplarla, paylaşımlarıyla, sosyal yaşama katılımıyla, katkılarıyla tanımak bir başkadır.
      Her yorumda olduğu gibi bu yorumu da çok içimden gelerek yazdım. Ama o, gizemli kişiliği ile tıpkı blog simgesinde olduğu gibi çocuklar gibi anılmak istiyor belki de.
      Yaşamak güzel şey tabii.
      Sevgiyle.

      Sil
    2. üstteki yazınızdaki hoş mutlu anları yaşayabilmek insanı mutlu edip heycanlandırdığı için evet işte yaşamak güzel şey :) o anlardaki keyfi hissettiğim için dedim yanii bizler böyle hoş anlar yaşayabildiğimiz için yaşamak ne güzel bir şey, bir dolu olumsuzluk olsa da hayatta :)

      Sil
    3. Günaydın. Sabaha ve yeni güne böyle bir yorumla başlamak ne güzel. Teşekkürler.
      Sağlık, huzur ve mutlulukla...

      Sil
  10. Yazdıklarınızı okurken içim ısındı öğretmenim :) Kıymet bilen dostlarımız etrafımızdan hiç eksilmesin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni bir güne başlarken böyle ince deyişler benim de içimi ısıtıyor. Aynı güzel dilekle ben de yürekten sevgilerimi iletiyorum.
      Dostlarla aydınlık yarınlara.

      Sil
  11. Ne güzel, ne iyi yapmışsınız buluşarak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşündüğümüz ilk günden biraz daha geç buluşabilsek de sonunda gerçekleştirebildik. Hayat dostlarla, güzel dostluklarla daha da anlam kazanıyor.
      Sevgiyle.

      Sil
    2. Öncelikle şunu da sormak lazım sanırım; özellikle son yıllarda, kaç kişiyi tanıdık, kaç kişinin dost olunabileceğini gördük ve sonra kaç kişiye dokunduk o klavyeler ve ekranlar sayesinde ???

      Araçlar çok şekilde kullanılmaya müsaitler, biraz bize kalıyor bunun kararını vermek, biraz da bizim dışımızdaki koşullara sanırım.
      Zaman zaman olaylara dar bir çerçeveden mi baktığımı sorgulasam da dönüp dolaşıp kendimi sistem eleştirisi içerisinde buluyorum.
      Liberal kapitalist sistemin insanı yalnızlaştırması üzerine yazılanlar sık sık karşımıza çıkıyor. Örgütlü birey karşı koyan, itiraz eden "hep senin istediğin olmaz" diyebilen bir tehlike, yalnız birey ise susturulmasi ve yönlendirilebilir olması nedeniyle güçlü olanın despot olanın tercih edeceği bir durumdur.

      Hani diyor ya, biz yanyana yürümeyelim diye dar yapıyorlar bu kaldırımları :) o misal aklımıza gelen gelmeyen her yöntem insanı biraz daha yalnızlaştırmak, dostsuz bırakmak üzerine kurgulanmış sanki. Çok daha örgütlü ve tek vücut olmamızı sağlayabilecek cep telefonları ve internet bile bir bakıyorsunuz tam tersine kabuğuna çekilme aracı da olabiliyor.
      Muhalif olan, yanlışlara karşı koyan birçok arkadaşta bile görüyorum ki "Facebook da yazdım, Twitt attım" diyerek olumsuzluklara karşı tavır aldığını karşı çıktığını zannediyor. Veya bir telefon ederek heyecanlı bir sesle kutlanabilecek bir doğum günü için sayfasına yazdım işte diyerek kendisini avutabiliyor.

      Bir deney okumuştum; bir maymunu diğerlerinden ayırarak 3 gün bir yerde tek başına ve aç bırakıyorlar.
      Üç gün sonra onu da arkadaşlarının yanına geri getiriyorlar ve bulundukları ortama çokça da yiyecek bırakıyorlar.
      Tecritten gelen maymun çok aç olmasına rağmen yiyeceklere değil arkadaşlarına koşuyor önce onlarla hasret gideriyor :)
      Biz dahil bütün primatlarda toplumsallığın, birarada olmanın aslında bir fikir değil bir zorunluluk, yaşama tutunma yolu olduğunu ne kadar güzel gosteriyor bu deney.

      Yaşlılıkta mutlu olmak istiyorsan dost biriktir derler, ama ben yaşım ilerledikçe etrafımdaki insan sayısının azaldığını çok daha az ama daha yakın birkaç kişi ile kaldığımı gördüm ve sonra farkettim bu bana has bir durum değil çoğu insan aynı süreci yaşıyor.

      Demek, bizim dışımızda da bizi bu duruma iten şeyler var, yalnızlaşma çoğu zaman tercih gibi görünse ve hissedilse de bunun salgın gibi olması beni dönüp dolaşıp sistem eleştirisine geri getiriyor.

      Evet, artık daha zor dostluk, daha hesaplı ilişkiler ve insanları buna iten, adeta zorlayan koşullar dostlukların saflaşmasını da zorluyor.
      Güzel dostluklar için bile birşeylerin değişmesi gerekiyor galiba :)


      Sil
    3. Öncelikle emek verip, zaman ayırarak yazdığın bu anlamlı, düşündürücü yorumun için çok teşekkür ederim sevgili Murat. İki kez okudum, eniştene de okudum. Sanırım pek çoğumuzun duygularına tercüman oldun.
      Öyle can alıcı noktalara dokunmuşsun ki katılmamak mümkün değil. İnsan giderek yalnızlaşıyor, bencilleşiyor, belki güvensizlik, belki vefasızlık, belki de belirsizlik. Kim kime ne kadar yakın, ne kadar uzak, kim dost , kim içten pazarlıklı bilebilmek için zaman gerekiyor elbette.
      Yaş aldıkça değerler de değişirken gerçek dostlara dört elle sarılıyor insanoğlu. Kaldırımlar daralsa da yeni geçiş yolları bulunabiliyor.
      Temiz yürekli, saf, duru, içten, güzel insanlarla kesişsin yollarımız. Geride kalan güzel anılarla, bir hoş seda değil midir?

      Sil
  12. Dost olmak ve dost kalabilmek. Gerçekten ikisi bir arada olursa bunun tadından yenmez. Her insan bir dosta ve bir arkadaşa ihtiyacı vardır. Her ne kadar yalnız yaşamak veya farklı deneyimler isteyen insanlar olsa da insanın insana ihtiyacı vardır. En azından benim düşünceme göre böyledir. Sonuçta bir insan duygularını ve düşüncelerini paylaştığında daha mutlu olabiliyor. Yoksa tek başına bazı şeyleri deneyimlemesi pek mümkün değildir. O yüzden dost olmaya ve dost kalabilmeye dikkat edelim.
    Nice güzel dostlukların kurulmasını dilerim. Sevgiyle kalın. 😊

    YanıtlaSil
  13. Dünya çapında ünlü şairimiz Nazım Hikmet Ran ne güzel demiş: "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine... " Seçici olarak, iyi tanımaya çalışarak dostluklar kurmak ve dost kalabilmek çok da zor değil.
    Güzel dileğinize gönülden katılıyorum.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  14. Kendimden başka dostum yokmuş. Öğrendim. Hem de yaşayarak öğrendim. Pahalı bir tecrübeydi. Ama değdi. Bu yüzden dostumu çok seviyorum. 🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında her insanın bazen yaşamın başında, bazen ortasında, bazen son durağa az kala ulaşabileceği bir düşünce bu. Kimi zaman bencillik sanıyoruz, vazgeçiyoruz. kimi zaman tereddütler yaşıyoruz.
      Bu pahalı tecrübeyi çok yönlü, mantık- duygu potasında harmanlamak iyi geliyor gerçekten. (Önyargısız tabii. )
      Esenlikler diliyorum.

      Sil