Bu Blogda Ara

18 Mart 2025

17 MART- İYİLER, İYİLİKLER VE GÜZELLİKLER GÜNÜ (2)

 


Dünya Sağlık Örgütü WHO (World Health Organisation) sağlığı şöyle tanımlıyor: Sağlık; bedensel, ruhsal ve toplumsal açıdan tam bir iyilik halidir.  İyilik hali gerçekten çok önemli. Sağlıklı olmak isterken yanımızda- yakınımızda güç veren, daha iyi olmamız için güç harcayan yakınlarımıza da sonsuz teşekkür borçluyuz. 

Dünkü yazımın devamı olarak düne dair yazdığım bu yazıyı bugün bitirmek istiyorum. Günümü yaşanabilir kılan diğer değerli arkadaşlarımıza haksızlık etmek istemem. Hastane sonrası gittiğimiz bankadaki üzüntüm, günümüzü karartsa da biz unuttuk okurumu. Reklamlardaki bankalara ne oldu, şubelerde olumsuzluklar mı örnek alınıyor? Neyse ki başka güzellikler bizi kendimize getiriyor. 

Saatli almam gereken ilaçlar var. Çok eskiden beri Ramazanda ya da başka bir zamanda dışarda yemek yiyemem. Bu duyguyu anlamak,  kimileri için çok zor. Yıllara meydan okumuş, ayakta kalabilmiş, yaptığı işi lâyıkıyla yapan, temiz ve güvenilir yerler her zaman tercihimizdir. Güler yüzlü, nazik  personel her yer için nasıl değişmez bir değer. 

Oturduğumuz mekânda arka masada oturan, yüzünde nice hikaye gizlenmiş bir hanımefendi (Bu deyişi hak ediyor duruşuyla, tavrıyla.) gülümseyerek bizi izliyor. Birbirini hiç tanımayan iki insan duygu kardeşliği ile küçük bir sohbete başlıyoruz. "İmrendim halinize. Oğlum yurt dışında. Nasıl özlüyorum böyle bir aile muhabbetini." Masada 4 kişiyiz. Eşim, ben, bir toplantı sonrası katılan kızım ve güvenilir bir dost-Her işimizde yardımcı, cankurtaran simidimiz Serkan Bey-

Kızım da sohbetimize katılıyor, telefonlar, adresler paylaşılıyor. Yalnızlaşan dünyada dostlar arası anlaşma hemen kayıtlarımıza geçiyor. Fatma Hanım'ı hepimiz çok sevdik, benimsedik. Siparişler gelmeden ben kısa bir izin isteyip iki dükkan ilerdeki kitapçıya koşturuyorum. Kitaplar arasında her zaman huzur bulurum. Çok hoşsohbet bir sahibi var. Bu sevimli yere kadın eli değdiği öyle belli ki diyorum. Fiyatları görünce yüz mimiklerimden hemen anlıyor, "İndirimli kitaplarımız da var." diyor. 

Üniversite yıllarımda Beyazıt'ta Sahaflardaki kitap kokusunu hatırlıyorum hemen. Aşinası bilir, çok farklı bir kokudur. Artık yeni kitapçılarda da sahaf bölümü var. Kitapseverler için- ihtiyaç üzerine oluşturulmuş. İçerdeki tek masada kitap karıştıran, gözleri ışıl ışıl, nazenin bir genç kızla tanışıyorum. İyi bir okulda öğrenci.  Gelecek yıllara mükemmel bir yetişkin yetişiyor. İçim aydınlanıyor.  

Malgaca Çarşısı Urla'da en sevdiğim yerlerden biri. Yıllar öncesinden;  babadan oğula, atadan toruna el değiştiren küçücük dükkânlarda becerileri, uygun davranışları, insanlıkları, vefaları, usta-çırak ilişkileri içinde saygı duyacağınız esnaf tipleri. (Acaba tesadüfen benim karşıma çıkanlar mı hep öyleydi?)



Mehmet ve Hakan Ustaların minicik  dükkânlarının hemen karşısındayız. Zayıflayan saat pilimi değiştiriyorum. Eşimin tıkır tıkır işleyen saatini nasıl severek kullandığını anlatıyorum. Sade bir duvar saatinin fiyatını sorduğumda Hakan Usta "Geçen seneden beri 250 lira" diyor. Dükkandan elimde yeni bir saatle çıkıyorum. Mutluyum, bu yakındığımız dünyada, sadece kendi vicdanının denetiminde, vicdan sahibi, etik  değerlerini kaybetmemiş dürüst satıcılar da var. 

Sağlık Ocağı doktorumuz, eczanemiz, fırınımız, hayatımızı kolaylaştıran komşularımız, işinin ehli ustalar, güvenilir yardımcılar;  Hayata uyum sağlamaya yardımcı olan iyi ve güzel insanlar, vefalı canlılar. Hepsi ayrı parçalar halinde bütünü oluşturup hayatımıza renk ve ahenk katıyorlar.


 
Eşimin sabırla, özenle, emek ve zaman harcayarak zedelemeden, zarar vermeden kestiği portakal kabuklarını bir sanat eseri gibi saklıyoruz. Mutlu Olma Sanatı koyduk adını. Görüntüsü de kokusu da çok rahatlatıcı. İşini tamamlamaya çalışırken anılarını da anlatıyor. 

Bugün 18 Mart Zaferini konuştuk uzun uzun. İki dedesinden biri o mücadelede can vermiş. Diğer dedesi bir gözünü kaybetmiş. Vatanını korumak için emek harcayan, can veren, savaşan, yaralanan tüm değerli insanlarımızı rahmet, saygı, minnet ve teşekkürlerimizle anıyoruz. 

Makbule ABALI-Eğitimci
18 Mart 2025





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder