"Bir Eğitimcinin Not Defterinden" başlıklı yazımı bir gün önce tamamlayıp yayınlayamayınca, 2. bölümle devam etmeye karar vermiştim. İyi ki öyle olmuş. Hayatta da mutlulukla mutsuzluk her an yer değiştirmez mi? Sabah, yeni başlayan günün erken saatlerinde takvim yaprağını kopardığımda güneş ışığı adeta içime yansıdı. Günlerin akışında düşünememişiz.
Takvim yaprağının ön yüzünde, ( NEVRUZ: İlk baharın birinci günü kutlu olsun.) yazıyor, arka yüzünde de: Her yıl güneşin Koç burcuna girip, gecenin gündüze eşit olduğu an Nevruz'a girilir. Nevruz "Yeni Gün" demektir ve her şeyin yeni bir bahar gibi tazelendiği bir başlangıç olduğuna inanılıp, Karadeniz havzası, Balkanlar, Kafkasya, Batı ve Orta Asya gibi birçok yerde üç bin yılı aşkın bir zamandır kutlanır." yazıyordu.
İlkbahar herkese sağlık, huzur ve mutluluk getirsin.
21 Mart aynı zamanda Hz. Ali'nin ve Âşık Veysel'in vefat ettikleri gün.
Her kademedeki öğrencilere, çocuk ve gençlere Rehberlik yaparken; Kendilerini-özellik ve yeteneklerini iyi tanımayı, hayat amaçlarını doğru belirlemeyi, planlı ve düzenli çalışıp, başarı ve başarısızlıklarının nedenlerine inerek, sormayı, sorgulamayı, gerektiğinde çözüm yolları aramayı ve ihtiyaç duyduklarında ilgililere danışmayı önermişizdir.
Gençler ve çocuklar öğütten-nasihatten değil, kendilerini anlayıp dinleyen kişilerle sakin ve huzurlu ortamlarda olmayı istiyorlar. Kuralsız bir hoşgörüden çok sınırları belirlenmiş bir otorite ya da disiplin anlayışı onlara daha ılımlı geliyor. Gelecek endişeleri varsa güven kaybına uğramışlarsa haksız yere aşağılanıp hakarete uğramışlarsa kayıplar da çoğalıyor.
Yaralanmış veya hasara uğramış bireyde her duygu veya davranış (Sevgi, güven, adalet, kayırma, haksızlık, kin, öfke. korku, kaygı, endişe...) silinmez travmalara yol açıp zamanla patlamalara neden olabiliyor. Her tepkinin elbet bir uyaranı, ana kaynağı vardır.
Bir toplumda ya da bir kurumda, iş yerinde, okulda, sınıfta çalışması, çabasıyla, uygun davranışlarıyla, nitelikli özellikleriyle fark yaratmak ne kadar önemlidir. O fark, fark edilmezse, hiçbir takdir ya da övgü ile değerlendirilmemişse, kişi vicdanen ne kadar haklı olsa da içindeki ses isyan edebilir.
Rehber Öğretmen veya Eğitim Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştığım yıllarda; Geleceğe yatırım yapmak isteyen her bireye çeşitli seçenekleri sunabilmek, doğru ve tarafsız bilimse bilgi aktarmak, o yüzden yasa ve yönetmelikleri etraflıca takip etmek-izlemek gerekirdi.
Yatay ve Dikey geçişler, kaliteli hayat garantisi isteyenler ve nitelikli eğitimden yana olanlar için çok uygun bir seçim olabilirdi. İki yıllık bir bölümden başka bir ildeki gene iki yıllık bir bölüme geçiş ile dört yıllık bir bölümden başka bir ildeki dört yıllık bir bölüme geçiş "Yatay Geçiş olarak adlandırılırdı. "Dikey Geçiş " ise; iki yıllık bir bölümden dört yıllığa geçiş idi.
Kurallar belliydi: Not ortalamasını yüksek tutmak, disiplin cezası almamış olmak, seçilecek bölüm ve üniversitenin açıklayacağı şartlara sahip olmak. Her bölüm o yıl seçilecek öğrenci sayısını açıklardı. Bazen üç kişi, bazen beş kişi. Çok kolay değildi, hakkeden kazanırdı. İsteklilerin not ortalaması en yüksekten düşüğe sıralanır, ilan edilen sayıda öğrenci alınırdı. Bilimselliğini kanıtlamış üniversitelerde yanlışlık veya usulsüzlük mümkün değildi.
Eğitim-Öğretim konusunda işinize özen gösterdinizse farkında olarak ya da olmayarak yapılan her yanlış içinizi acıtıyor. Gerçek doğrulardan yana iseniz, çok yönlü ve tarafsız düşünüyorsanız hak-adalet yol göstericimiz olsun, güven tazelensin. (Ta yürekten, gönülden istiyor ve tüm içtenliğim ile uzun zamanlı güzel, yararlı, iyi dileklerde bulunuyorum.)
Çocuklar ve gençler için; Planlı-verimli çalışmak, amaç belirlemek, gerçekleşmesi için uzun zamanlı planlar yapmak, önemsenmezse, her alanda ( Bilimde, edebiyatta, sanatta, sporda) dünya sıralamalarında) ülkemizi nasıl kanıtlarız. büyük hayal kırıklıklarını nasıl önleriz...?
Makbule Abalı- Eğitimci
21 Mart 2025 İzmir-Urla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder