Hangi mevsimde olursak olalım hayatın hızlı akışı içinde iyi gün de, kötü gün de yaşanıyor. Hayatımızın rotasını istediğimiz-beklediğimiz- umduğumuz gibi yönetme şansımız yok. Bazen bir pınar akışı gibi sakin, huzurlu günler yaşarken bir başka gün okyanusun ortasında yorgun, umarsız hissedebiliyoruz kendimizi. Bir cankurtaran simidi bile olmaksızın su üstünde kalmaya çalışıyorsunuz.
Dünya coğrafyası gibi hayatımızda da engebeler, inişli çıkışlı yollar, çıkmaz sokaklar, uçsuz bucaksız doğal güzellikler ya da dipsiz kuyular, hatta uçurumlar var. Her şeye hazırlıklı olduğumuzda daha az üzülüyor, daha az yıpranıyoruz. Hayat sürprizlerle dolu. O sürprizler ya da küçük mucizeler değil midir bizi yaşamı sımsıkı tutunmaya yönlendiren, direncimizi tazeleyen?
Sabahları kuşlar aç kalmasınlar diye çırpınırken kolay kolay geçmeyen bir öksürük geceleri daha da uzun kıldı. Gençlikte ilaçlara sarılmasak da yaş aldıkça güvendiğiniz doktorların önerilerine-en kısa zamanda iyileşmek isteyen sakin ve uysal bir hasta olarak- aynen uyuyorsunuz. Hele çekinerek aradığınızda, utanarak telefon ettiğinizde karşınızda mekanik bir ses yerine İnsan sesi duyabilmek, sesinizin tınısından anlaşılabilmek...Kuru bir teşekkür minnet borcunuzu ödeyebilir mi?
Zor günlerde, hele acı ve hastalıkların yoğun yaşandığı günlerde çevrenizde dürüst ve güvenilir, yardımcı olmakla mutluluk duyan, duygudaş, sizinle sevinen-sizinle üzülen, her soruna çözüm bulmaya çalışan "hakkınızı nasıl öderiz? " diyebileceğiniz komşudan öte gerçek bir dost gibi kişiler bir evdeki iki hastayı da mutlu kılabilir. Gri günleri masmavi renklendirir.
Kendinize bile yetemediğiniz zamanlarda bazen "Ah bu kediler de bahçeyi tuvalet sanıyorlar." demişken, kapı önünde-bahçede yeşeren papatyalar ve doğal yeşilliklerle, şifa kaynağı doğal otlarla nasıl da mutlu olursunuz.
Duyarlı, naif, hassas insanlar aramızdan çabuk ayrılıyorlar. Her beyin ve yürek fırtınası ya da olumsuz yaşanmışlıklarla gün geliyor, geride kalanlara veda ediyorlar. İyi ki değer bilen insanlar, dostlar var. Kayıpları anılarla , anma günleri ile bir vefa borcu, insanlık örneği gibi gündeme taşıyor, unutmuyor, unutturmuyorlar. Psikolog-şair-yazar Suna Tanaltay' ın ölüm yıldönümünde "Bir anma Gününü" lâyık olduğu biçimde gerçekleştiren Mersin ve Tarsus Alzheimer Derneklerine sonsuz teşekkürler.
Ebediyete göçmüş, toplum ve ülkesi adına yararlı-güzel işler gerçekleştirmiş, iz bırakmış tüm kayıplarımızı saygı, rahmet ve teşekkürlerimizle anarak...
Makbule ABALI-Eğitimci
5 Mart 2025 İzmir-Urla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder