Kış bütün şiddetiyle hüküm sürüyordu. Sefasını sürenler ya da cefasını çekenler için hayat farklıydı tabii.
Kar yağdığı zaman yıllar öncesinde yaşadığı o" kar öyküsü" gelirdi hep aklına. Unutamadığı o karlı sabah, yaşadığı belde, okul yolu, dondurucu soğuklar, zor yıllar...
Yıllar öncesinin kışları şimdikinden daha sert geçerdi:
Günlerdir aralıksız yağıyordu kar. 3 metreyi geçmişti. Bazı evlerin yanında hayvan barınakları göçmüş, epeyce hayvan telef olmuştu. O yıllarda henüz 11 yaşındaydı. Köyün başındaki ilkokulun 4. sınıf öğrencisi. Akşamdan çantasını hazırladı. Perdeyi araladı, camdan dışarı baktı. Nefesinden buğulanan camı elinin tersiyle sildi. Biraz uzakta titrek bir ışık yanıyordu. Komşu evin ışığı. Sınıf arkadaşı hastaydı, ertesi gün okula tek başına gitmek zorundaydı.
Kar tatili yoktu. Okula gidecekti. Ama okul yolu kardan kapanmıştı. "En iyisi dereden gitmek" diye düşündü. Dere kışın donardı. Ama kayarak gidecekti. "Böylece kayak da yapmış olurum, okulda kardan adam da yaparız" diye gülümsedi. Annesinin pişirdiği bir bazlamayı sofra bezine sardı. 3 yıldır kullandığı okul çantasının içine koydu. Bu yıl çizme alamamışlardı. Karda kaymamak için ayakkabısının üzerine bir çorap geçirdi. Boynuna atkısını taktı. Artık hazırdı karla mücadeleye...
Dere çok uzak değildi evlerine. Derenin başında durdu. Buz tutmuştu. "Kaymamı ayarlarsam sonuna kadar ulaşırım" diye düşündü. Ve gözlerini kapayıp kendini boşluğa bıraktı. Uçar gibi kayıyordu. Sonunda buzun üzerinde yüzükoyun, sırılsıklam uzanmış halde kaldığını başkalarından duymuştu. Yıllar sonra o gün anlatılanları çok net hatırlıyordu. Orada bir süre o halde kalmış. Dakikalar sonra öğretmen ve öğrenciler onu kurtarmaya gelmişler. Bir yanda bazlama, öte yanda okul çantası. Yüzünde, ellerinde hafif sıyrıklar.
O yüzden her kar yağdığında kendini gene okul yolunda sanır. Dumanı üstünde sıcacık bir çorbayı nasıl da özler. Kaybolan bazlaması gelir aklına-sacda pişmiş mis gibi kokan bir köy bazlaması . "Çocukluktan kalma alışkanlıkla bu kokular hala burnumda tüter." diye düşündü. Ve ekledi: "Şimdi olsa zor zamanlarımda portakal çiçeklerini de koklamak isterdim."
Kar lapa lapa yağıyordu çocukluk anılarının, hayallerin üstüne. Tıpkı yıllar öncesi gibi...
O yüzden her kar yağdığında kendini gene okul yolunda sanır. Dumanı üstünde sıcacık bir çorbayı nasıl da özler. Kaybolan bazlaması gelir aklına-sacda pişmiş mis gibi kokan bir köy bazlaması . "Çocukluktan kalma alışkanlıkla bu kokular hala burnumda tüter." diye düşündü. Ve ekledi: "Şimdi olsa zor zamanlarımda portakal çiçeklerini de koklamak isterdim."
Kar lapa lapa yağıyordu çocukluk anılarının, hayallerin üstüne. Tıpkı yıllar öncesi gibi...
Kurtulmasına sevindim :)
YanıtlaSilÇok güzel bir anı. Emeklerinize sağlık :)
Toplumsallaşmadan önce çocuklar, doğayla mücadelede yenik düşmemeye çalışıyorlar sevgili Yasemin. İyi ki de başarıyorlar.
SilYıllar öncesinin kışları elbette sert geçerdi. Çünkü kış yoksulluğu sever ve yoklukla sarmaş dolaş olurdu her zaman Bacası tüten ev sıcak bir yuvaydı. Taştan, kerpiçten yapılmış bir erdamdan ibaretti evler. Yanan bir ocak. Üzerinde üçlü demirden saçayak. Onun da üzerinde bir bakır, bakırın içinde kaynar bulgur. Aaaah günleri hatırlıyorum da ne mutluyduk!. O yoksullukta hepimiz umutluyduk. Ocak başında titreyerek ısındığımız, geceleri yanan gaz lambasının ışığında duvara yansıyan üç kl baş. Bir sinematografi gibiydi dört duvarlık bir oda hayatımız. Bir de tahrana çorbası içinde börülce tanesi olursa lezzetine doyum olmazdı. Çay kahvaltı nedir bilmezdik; Bir tulum peynir, yoğurtlar küpeşte, bir küp kavurmaydı hayalimiz. Bir odalık sığınaktı evimiz; duvarda asılı sapsarı mısırlar, ayvalar ve kırmızı narlar, Ocak üstü kutular ve şişeler. Bir de kedimiz vardı nazlı mı nazlı; kimbilir ocakta kuyruğu kaç kere yandı. Geldi geçti o günler, belki bizi biz yapan şekle sokan o ilk masumiyetler.
YanıtlaSilAnlamlı yorumunuz öykümle bütünleşmiş, tamamlamış. Ne güzel anlatmışsınız. Çok teşekkür ederim.
SilEşim köy kökenli. Zor şartlarda büyümüşler. Anlattıklarından çok etkilenmişimdir. O yaşanmış gerçek olaylardan küçük öyküler oluşturmaya çalışıyorum. Ne kadar başarabilirsem...
Anadolu çocuğuyuz hepimiz. Siz devam edin öykülerinize; nereden geldik, nasıl yaşadık ve yetiştik bugünlere. Öykü de, deneme de hepimizin içinde kendini bulabileceği bir ülke.
SilÜlkemizde "insan kaynakları" açısında malzeme çok bol gerçekten. Gözlem yaptığınızda, kaynak taradığınızda sonuca ulaşıyorsunuz. Yazmayı sevenler için hazine gibi.
SilTeşekkür ederim.
Çok iç burkan bir o kadar da güzel bir öykü, öyle karda, hele çizme konusu, yoksulluk ve çaresizlik çok üzücü.....:( kaleminize sağlık.
YanıtlaSilDoğada insanın çaresizliği bana çok hüzün verir sevgili Müjde.Özellikle yoksullar bu mücadelede daha büyük sıkıntı yaşıyorlar.
SilYorumuna teşekkür ediyorum. Sevgiler...
Yaşanan önemli olaylar, o anda ortamda ne varsa, tümden hafızamızdaki yerlerini alıyorlar. Bu nedenledir ki, koku vs gibi bir uyaran, yaşayanı o günlere götürüp anları tekrar yaşıyormuş gibi hissettirebiliyorlar.
YanıtlaSilGenç kızlığım Uşak'ta geçti. Bayağı kar-buz gördüm ama okula gitmekte pek zorlanmadım. Karlarla, çamurlarla boğuşarak okula gitmek zorunda kalan evlatları hep kucaklamak isteği vardır içimde.
Çok güzel bir öyküydü. Kalemine sağlık kardeşim. Selam ve sevgilerimle :)
Ben de renkleri, kokuları, yiyecek tatlarını önemsiyorum sevgili Ece. Belirli uyarıcılarla çağrışımlar yapıyor insan.
SilÜlkemizde çok zor şartlarda okula giden çocuklar var. Sanırım o zorluklar, hayatta mücadele gücünü de arttırıyor.
Çok teşekkür ederim. Selam-sevgiler...
Yüreğe dokunan ve aslında 'Anadolu'muzu ve Anadolu insanının içinde bulunduğu koşulları anlatan ve içinde hoş mesajlar barındıran öykü tadında çok anlamlı bir anı yazısı olmuş Makbule Öğretmenim. Portakalın ferahlatan o aromatik kokusu birer aroma-terapidir aynı zamanda!. çiçekleri de kim bilir ne hoş kokar. Kaleminize sağlık..
YanıtlaSilİnsana, insan kişiliğine dair küçük dokunuşları, onları yazıya dökmeyi seviyorum sevgili Esin. Haklısınız bu konuda Anadolu adeta bir derya gibi. Ülkemizdeki kar manzaraları eşimden dinlediğim bir olayı anımsattı. Küçük eklemelerle bu öyküyü kurguladım. Anı- öykü karışımı.
SilPortakal çiçeklerinin de ferahlatan, rahatlatan çok güzel bir kokusu vardır.Baharda bir gün koklamak... Neden olmasın?
Çok teşekkür ederim.
Annem okuduğu duygusal yazıların pek çoğunu burnunu çeke çeke okurdu.. nezle olmuş zannederdik çocuk aklımızla.. Anneler.. güçlü dayanıklı anneler ağlamaz diye düşünürdük her halde!! Çook sonraları anladığımızda gerçeği, annemiz gitmişti dağın ardına Makbule'm.. Şimdi şu an, burnumu çeke çeke buzlu cam ardından(!) okur gibi okurken yazdığın gerçek roman tadındaki yazını, beni nasıl savurduğunu bilmeni istedim..
YanıtlaSilBazen düşünürüm de Gülsen Öğretmenim; duygulanmak, duygularını dışa vurabilmek, gerektiğinde karşısındakiyle empati kurabilmek, karşısındakini dinleme sabrını gösterebilmek, anlamaya çalışmak... Bunu başarabilen insanlar öylesine azaldı ki. Sizin beğeniniz benim için çok önemli ve değerli.
Silİyi ki varsınız.Gönül dolusu selam ve sevgiler.
Ne kadar sıcak bir öykü.. çocuklukların anıları hep nadide bir yerdedir.. :) elinize sağlık Makbule hanım.. Bembeyaz sevgiler gönderiyorum..
YanıtlaSilDoğru, çocukluk anıları farklı yerdedir, değerlidir. Zaman zaman su yüzüne çıkar.
Sil"Bembeyaz sevgiler" ne güzel. Saflığı, temizliği çağrıştırıyor bana. Çok teşekkür ederim.
İçimi sızlattı yazınız. Bu soğukta karda kışta ne çok insan vardır kim bilir, uygun kıyafeti olmayan...Hele de çocuklar...Ayrıca sokak hayvanlarına da kıyamam hiç. Hepsi için elimizden gelen yardımı ve desteği vermeliyiz. Sevgiler
YanıtlaSilHer güzelliğin bir de olumsuz yanı var. Zor durumda olanları da kollayıp koruyabiliyorsak, anlayabiliyorsak ne mutlu.
SilHayvanlar işin bir başka boyutu. Duyarlı insanlar hep onlara da ulaşmaya çalışıyorlar.
Sevgiler.
Nasil güzel bir yazi olmus. Aldi götürdü beni cocukluguma, yaz tatillerinde, hatta kis tatillerinde köyde gecirdigim cocukluk günlerime, anilarima... Burnumun diregi sizladi okurken adeta. Ellerine saglik Makbule...
YanıtlaSilBen de o duyguları elimden geldiğince okuyucuya ulaştırmaya çalışıyorum sevgili Ayşe. Böyle güzel yorumlar beni de çok mutlu ediyor.Çok teşekkür ederim.
SilSevgiyle...
Çocuklar ne zor şartlarda okuyor:( Geçmişte de böyleydi şimdi de değişen pek bir şey yok gibi. Yoksulluk zor, doğa şartları daha da zorluyor. Ne acı:( Böyle yazılarda kendi çocuğumu düşünüyor ve daha çok üzülüyorum. Daha iyi şartlarda yaşıyor olmasına rağmen en ufak şeyde pes ediyor:( Bazen bir şeyleri çocuğuma anlatmakta kendimi çaresiz hissediyorum:( Kaleminize sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilKırsal kesimde çocuklar daha da zorlanıyorlar gerçekten. Aileler çaresiz durumda çocuklarını okusun diye farklı kurumlara teslim ediyorlar. Bugün haberlerde bir eğitim kurumunda(!) terlikle acımasızca dövülen bir çocuğun yürek burkan görüntüsü vardı.
SilÇocuklarımıza çok kıyaslamalar yapmadan, yaşına göre küçük sorumluluklar verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Her kar yağdığında ben de eski günleri, yaşadığım anıları, tatlısıyla acısıyla düşünürdüm. Düşünürdüm diyorum, çünkü son birkaç senedir kara hasret kaldım. Her zamanki akıcı anlatımınız cümleleri birkaç kez okuttu, düşündürdü. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilKar, pek çoğumuz için ne çok anı barındırır. Bazen temizliktir, bazen mutluluk ama bazen de sıkıntıdır, hüzündür.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Esenlikler dilerim.
Ben kardan korkuyorum. Yürümeyi bile beceremiyorum. Ne kadar zor günlermiş. Halimize şükretmeliyiz. Ayrıca anı gerçekten etkileyiciymiş
YanıtlaSilİstanbul'daki öğrencilik günlerimde ben de kar yağınca endişelenirdim. Birkaç kez karda düştüğümü hatırlarım. Kırsal kesimde hayat daha acımasız.
SilTeşekkür ederim.
Sevgiler.
Şimdi çocuklarla kat be kat giyinip çıkarken annemin bizi karda neden çıkartmadığını anlıyorum, çizmemiz bile olsa birazdan sırılsıklam olurdu ayağımız, evde soba başında kurutmaya çalışırken çoraplarımız yapışırdı sobaya :)
YanıtlaSilHikâye neyse ki mutlu sonla bitmiş, hâlâ biz mutlu olurken kara bakıp içi titreyen bir çok insan olduğunu düşünüp hüzünlenirim.
Kış tüm şiddetiyle ülkede hüküm sürüyor. Trenle gitmeniz isabetli olmuş. Eski kışlar daha da zorlu geçermiş.
SilAynı düşüncelerle ben de hüzünlenirim. Empati kurabilen insanlar öylesine azaldı ki.
Aileye , annenize selam-sevgiler.
Ne güzel anlatmışsınız kar yağan yerleri. Bizim buralarda yağmaz kar😔Kar için gideriz yaylalara 😌Hoşgeldin sayfama hoşgeldin aramıza .sevgiyle kal
YanıtlaSilBazen hayal ederek, bazen gözlemlerle, dinlediklerimden, okuduklarımdan oluşuyor yazılarım. Aslında Mersin'in içine de yağmaz. Yaylalara yağar. Bu yıl 3 metreyi bulmuş.
SilTeşekkür ederim. Ben de hoş geldin diyorum.
Sevgiler.
Yakınız Makbule 😊Adana dan sevgiler 😌Meslektaşız üstelik 😊
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilŞaşırdım, sevindim. Umarım bir gün görüşürüz.
SilSelam-sevgiler.
Keyifle okudum bu gün sahip olduklarımıza rağmen o günler hep özlemle anılıyor değil mi Makbule hanım
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Her yörenin ayrı bir güzelliği var. Ben gerçek köy hayatını yazın çıktığımız yaylada-eşimin köyünde tanıdım. Anadolu insanının doğallığı bambaşka.
SilSevgiler.
Buz tutmuş dereyi okula gitmek için kendine yol yapan bir çocuk... Hiç tanımadığım, bilmediğim bir hayatın tecrübeleri. Bir o kadar yakın bir o kadar da uzak.
YanıtlaSilHikaye çok hoşuma gitti, emeğinize sağlık :)
Ben de o hayata çok yabancıydım inanın.Sadece kitaplarda okuduğum, filmlerde izlediğim kadar bilirdim köy yaşantısını.Hikaye, eşimin yaşadığı bir gerçek. Yazları çıktığımız Torosların Arslanköy Yaylası eşimin doğduğu yer. Ünlü Bez Bebek filmi de orada çekilmiş.
SilÇok teşekkür ederim. Sevgiler.
Çok güzel bir anı, geçtiğimiz günlerde yağan kar dolayısıyla ulaşım konusunda çok büyük sıkıntılar çekince kar çocukken güzelmiş anladım daha iyi anladım ...
YanıtlaSilSanırım çocukların içindeki oyun ve macera tutkusu olayı daha farklı kılıyor. Oysa zorunluluktan yapılan her iş daha da zor görünüyor gözümüze.
SilSevgiler.
Çok keyifli bir yazı olmuş, beğenerek okudum, artık sizi takipteyim, bize de bekleriz.
YanıtlaSilhttp://hedefbodrum.blogspot.com.tr/
Çok teşekkür ederim. Bloğunuza güzel bir ad seçmişsiniz.
SilBloğuma hoş geldiniz. Ben de uğrarım tabii.
Ne de iyi geldi yazınızı okumak, okurken satırların içinde kendimi buldum emeğinize yüreğinize sağlık..
YanıtlaSilSevgiler..
Çok teşekkürler Elsa, sevindim. Resimlerde karlar içinde öğrencilerini görünce çağrışımlarla bu öyküyü kurguladım.
SilSevgiler...
kar kimine sefa, kimine cefa gerçekten...
YanıtlaSilHoş geldiniz, sevindim. Hazırlıklı olmayanlar için kar büyük sıkıntılar yaşatıyor. Yurt çapında ne çok kaza oldu. Bir de hiç kar görmeyenler için ne büyük bir zevk olur.
SilSevgiler...
İşte yine eglenirken-üzülmek ayrımına varmak durumu...
YanıtlaSilÇok hüzünlendim,çok değerli bir öykü yü okudum sayenizde.
hepimizden bir an almış ve iliştirmişsiniz sanki öyküye...
Bu güzel, anlamlı yorumla ben de çok mutlu oldum.
SilBen de öyküyü çok severek yazdım.
Çok teşekkürler.
Sevgiler.