TOPLUMDA GÜVEN DUYGUMUZU KAYBETMEMİZİN NEDENLERİ...
Hayatımız boyunca çeşitli duygular sarıp sarmalıyor bizi. Duygularımız İçimizden gelen ruhsal tepkilerle de değişip başkalaşabiliyorlar. Böylece belki daha sakin. daha öfkeli, sabırsız, ya da daha sevecen, daha şefkatli oluyoruz. Çevremizdekilere karşı tepkilerimiz de değişiyor o zaman.; Seviyoruz, güveniyoruz, güvenimizi kaybediyoruz, heyecanlanıyoruz, utanıyor veya sinirleniyoruz.
Duygularımız bizim insan yanımız. Bizi biz yapan, bizi tamamlayan, kendimizi ifade etmeye yardımcı olan dürtülerimiz. Olaylara, kişilere, yaşadıklarımıza göre farklı duygular yaşıyor, farklı tepkiler gösteriyoruz. Bu bizi başkalarından farklı kılıyor. Güven arayışı en baskın duygularımızdan biri. Her yaştan insan kendini güvende hissetme ihtiyacı duyuyor. Ancak çocuklar ve yaşlılar buna en çok ihtiyaç duyanlardan. Yaş aldıkça duygularımız da değişime uğruyor. Geçmiş yıllara göre dozu artıyor ya da azalıyor.
İnsan düşününce şaşırıyor; Ne oldu, neler yaşadık da toplum olarak bu denli birbirimize güvenemez hale geldik? Eskiden kapısını kilitlemeyen insanlar bugün neden kilit üstüne kilit vuruyorlar? Bir çocuğun saçını okşayan bir yetişkin neden hemen kuşku uyandırıyor? Kafamızda potansiyel suçlular yaratıyoruz. Siyasetçilerin açıklamalarına neden güvenemiyoruz? Depremlerde, doğal afetlerde yanlış uygulamaları görünce nasıl kahroluyoruz? Birbirine yabancılaşan, uzaklaşan, kuşku duyan insanlar olduk. Korona sonuçları tablolar halinde açıklandığında nasıl da hayal kırıklığına uğradık. Yeni tablolar da yanıltıcı olabilir güvensizliğiyle sarsıldık.
Ben ülkemde en çok adalete güven duymak istiyorum. Gerçek suçlularla suçsuzların ayırt edilmesinde adaletin terazisi eğrilmesin istiyorum. Yeni kuşak çocuklarımız ve gençlerimiz de güvensiz, kuşkucu ve şüpheci yetişiyorlar. Yüzyıllar ötesinden Epicure "Güvensizlik başlayınca dostluk kaybolur" diyordu. Oysa sevgi, dostluk, vefa , anlayış, paylaşım duygularından yoksun mu büyüyecekler? Biz eski eğitimciler kindar nesiller olmasın istiyoruz.
Yalan, aldatmaca, acımasızlık, şiddet giderek artıyor. O zaman karşı çıkma, savunma ihtiyacı da giderek artıyor. Sessiz ama her an tepkiye hazır insanlar çoğalıyor. Uzun süredir maaşını, tazminatını alamayan, ailesine karşı başı önde, ezik babalar, gençler çoğalıyor. Güvensizlik aileleri parçalıyor. Düşünmek aynı zamanda beyin jimnastiği sayıldığına göre kendinize sorun lütfen: Çevrenizde gerçekten güven duyduğunuz kaç kişi var? Geçmişle bugünü kıyasladığımızda neden daha öfkeli, daha sinirli, daha güvensiz bir toplum olduk? Neden farkındalıklarımız azaldı ? Çevremizdekilere güvenemeyince neden yalnızlığı seçer olduk ? Gelecekten umutlu musunuz?
*** Deniz kumunun karışmadığı sağlam bir ağaç evde yazımı yazmakla huzur buldum.
*** Başta Deeptone olmak üzere bu zamana dek Ağaç Ev Sohbetlerinde emeği olan arkadaşlara teşekkürler.
*** Katkıda bulunacak arkadaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.
***Hepimiz için, ülkemiz için, güvenli, umutlu, aydınlık bir gelecek diliyorum.