Hayat boyu çeşitli durumlarda, olaylarda yol alırken önümüze ne çok seçenek çıkar. Kararlarımız kişiseldir. Ama çevremizde bu kararı etkileyen pek çok insan, pek çok farklı durum olabilir. Kararlarımızda bazen yıllar ötesinden bilinçaltı birikimlerimiz etkilidir. Bazen zevklerimiz, sevdiklerimiz, alışkanlıklarımız, yılların getirisi-götürüsü, çocukluk-gençlik hayallerimiz, hayal kırıklıklarımız... Hepsi tercihlerimizi şekillendiren etkenler... Hayatımızda karar vermemiz gereken, seçim yapmamız istenen ne çok şey var.
Pek çok konuda tercih yaparken ölçümüz ne, neye göre tercih yapıyoruz diye düşündüğümüzde;İnsanız, hiçbirimiz bir diğerine tıpatıp benzemiyoruz. Yaş, cinsiyet, öğrenim durumu, sosyal çevre, ekonomik durum, hepsi tercihlerimizi etkiliyor. Bazen çeşitli baskılar nedeniyle sağlıklı tercih yapamayan veya kendi kişisel tercihinden haberdar olamayan bireylerimiz de var. Doğru kararlar insanı mutlu ederken, yanlış kararlar da mutsuz edebiliyor. İş seçimi, eş seçimi, okul seçimi, meslek seçimi, bir insanın hayatının yönünü değiştirebiliyor. Ev seçimi, giysi seçimi, renk seçimi, yemek seçimi gibi daha küçük kararlar zaman zaman değişebiliyor.
Toplumda pek çok farklı konuda, farklı kişilik yapısındaki insanlarda çok farklı tercihler sergilenmesi de doğal: Kimisi bir otoriteye karşı doğru bildiğini uygun biçimde savunur. Ama kimisi de hep "evet efendim" der. İçinden isyan etse bile susar. Çıkar ilişkileri cevap vermesine engeldir. Kimisi çok kişiyle arkadaş olup, samimi olmayı tercih eder. Bazıları da daha az ama güvenilir dostu olsun ister. Kimisi dostlarını tercih ederken sır tutmasına özen gösterir.Dürüst olması, yalan söylememesi önemlidir. Kimisi de özellikle dedikodu yapacak bir arkadaş arar.Uzun zamanlı düşünmez, günü değerlendirir.Bir insanı tanımak, büyük ölçüde onun tercihlerini, seçimlerini bilmekle de ilgili olabilir. Örneğin renk tercihleri de kişiliğin bir göstergesi olabilir; pastel renkler veya parlak renkler... Mavi ya da kırmızı, turuncu veya yeşil, beyaz ya da sarı...
Bazı değerler kimimiz için çok önemlidir; Onur, namus, saygınlık, vicdan, merhamet. Bazıları için de bunlar ikinci hatta üçüncü dereceden değerler arasında sıralanır. Maddiyat, para, konfor, güç ve çıkarlar daha önde gelir. Kısa zamanlı, geçici mutluluklar bazılarını mutlu ederken, kimimiz de uzun zamanlı sağlam beraberlikler arıyoruz. Herkesin tercihi kendince geçerli elbette. Tercihlerimiz alışkanlıklarımıza dönüşebiliyor. Tercihlerimiz vazgeçilmez saplantılarımızın göstergesi olabiliyor. İlgilerimiz, dinlenme-eğlenme tarzlarımız hep tercihlerimizle bağlantılı. Kimimiz kitap okumaktan zevk alırken, kimimiz sinemada olmayı hayal edebilir, bir diğeri müzikli bir ortam arar.
Dört mevsimden biri bizim için daha yaşanabilir gelir, ama tüm mevsimlerde de güzel bir taraf bulabiliriz. Zıtlıklar içinde de hayatı yaşanabilir kılmak, mutlu olmak mümkün. Tüm tercihlerimizde kendi seçimimizi yapmak ancak başkalarını tedirgin etmeyecek biçimde tercihlerimizi geçerli kılmak... Kendi alanımızı belirtmek , bir başkasının alanına müdahale etmemek.Uygarlığın ve demokrasinin kıstaslarından biri de bu değil midir?
Kararlarımızda; kişisel sorumluluğumuz, aklımız, mantığımız, duygularımız, deneyimlerimiz hepsi işin içine giriyor. Bazen tüm hayatımız olumlu ya da olumsuz etkilenebiliyor. O yüzden kararlarımızla ilgili kişisel pişmanlıklar da bize ait.İnsan gibi, insanca, insan olarak tercihlerimizi kullanabilmek. Karşıt düşünceleri savunsak bile uygar bir dille, aşağılamadan,hakaret etmeden, kaba güç kullanmadan "Ben de varım, ben de bireyim." diyebilmek... İnsan insana olmak, yüz yüze bakabilmek, çocuklara, gençlere, gelecek kuşaklara örnek olabilmek başka nasıl mümkün olur?
Tercihlerimiz "bizi biz yapan" özellikler. Çok yönlü düşünerek bağımsız ve doğru kararlar alabilmek, insanı mutlu kılar. Kendi yargılarımızla, özgür irademizle kararlarımızı verebilmek, kendimize öz saygımızı sürdürebilmeyi de sağlayacak...
Dört mevsimden biri bizim için daha yaşanabilir gelir, ama tüm mevsimlerde de güzel bir taraf bulabiliriz. Zıtlıklar içinde de hayatı yaşanabilir kılmak, mutlu olmak mümkün. Tüm tercihlerimizde kendi seçimimizi yapmak ancak başkalarını tedirgin etmeyecek biçimde tercihlerimizi geçerli kılmak... Kendi alanımızı belirtmek , bir başkasının alanına müdahale etmemek.Uygarlığın ve demokrasinin kıstaslarından biri de bu değil midir?
Kararlarımızda; kişisel sorumluluğumuz, aklımız, mantığımız, duygularımız, deneyimlerimiz hepsi işin içine giriyor. Bazen tüm hayatımız olumlu ya da olumsuz etkilenebiliyor. O yüzden kararlarımızla ilgili kişisel pişmanlıklar da bize ait.İnsan gibi, insanca, insan olarak tercihlerimizi kullanabilmek. Karşıt düşünceleri savunsak bile uygar bir dille, aşağılamadan,hakaret etmeden, kaba güç kullanmadan "Ben de varım, ben de bireyim." diyebilmek... İnsan insana olmak, yüz yüze bakabilmek, çocuklara, gençlere, gelecek kuşaklara örnek olabilmek başka nasıl mümkün olur?
Tercihlerimiz "bizi biz yapan" özellikler. Çok yönlü düşünerek bağımsız ve doğru kararlar alabilmek, insanı mutlu kılar. Kendi yargılarımızla, özgür irademizle kararlarımızı verebilmek, kendimize öz saygımızı sürdürebilmeyi de sağlayacak...