AĞAÇ EV SOHBETLERİ 73Bundan yüzlerce yıl önce ünlü Çin ozanı Kuan Tzu şöyle diyor:
Bir yıl sonrası ise düşündüğün tohum ek, ağaç dik 10 yıl sonrası ise tasarladığın, ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini , halkı eğit o zaman.
Bir kez tohum ekersen bir kez ürün alırsın, bir kez ağaç dikersen on kez ürün alırsın. Yüz kez olur bu ürün eğitirsen milleti.
Birleşmiş Milletler Mutluluk Endeksine göre Finlandiya dünyanın en mutlu ülkesi. Okuma yazma oranı çok yüksek. Bizde her 100 erkek öğrenciden 35'i liseyi yarıda bırakıyor. Her 100 kız öğrenciden 40'ı liseye gitmiyor.
Bugünkü ağaç ev sohbetlerinin konusu Eğitim. Sorularla yola çıkmak , hatırlamayı da kolaylaştırıyor. Sizin okullu olduğunuz zamanlarla günümüzdeki eğitim öğretimi kıyasladığınızda neler düşünüyorsunuz? Nelerin değişmesini ya da yeniden gelmesini isterdiniz? İlkokul öğretmeninizi hatırlıyor musunuz? Unutulmayan yönleri nelerdi? Okul yaşamınızda sizi olumlu etkileyen kaç öğretmeniniz oldu, neler yaptılar?
Ben kendi okul yıllarımdan söz etmek istiyorum. Biz eski siyah- beyaz fotoğraflardaki gibi, siyah önlüklü, beyaz kolalı yakalı öğrencilerdik biz. Saçlarımız ya iki örgü olur ya da kulak memesi hizasında kesilirdi. Her hafta başı tırnak kontrollerimiz yapılırdı. Milli bayramlarda temiz okul giysilerimizle resmi geçide katılırdık. Artık yerli malı ürünler pek kullanılmasa da o yıllarda Yerli Malı Haftası tüm ilkokullarda kutlanırdı. Paylaşmayı, yerli malı kullanmanın önemini, işbölümünü o yıllarda öğrendik. Şimdi pek çok ürün ithal olunca içimiz yanıyor.
Türkçe derslerinin bir saati yazıya ayrılırdı. Güzel yazı yazmak, yazım kuralları, kompozisyon her aşamada önemliydi. Küme çalışmaları, münazaralar, eğitsel çalışmalar nasıl unutulur? İllerde her 2 yılda bir toplanan Milli Eğitim Şuraları vardı. Seçilmiş yönetici, öğretmen, öğrenci, ve velilerin katıldığı, eğitimle ilgili kararların alındığı, sorunların merkeze iletildiği şuralar.
Ortaokul sonunda tüm derslerden bitirme sınavlarına girerdik. Öğretim yılı başından itibaren 19 Mayıs Bayramını kutlama çalışmalarına başlanırdı. Bazen çemberlerle, bazen toplarla, bazen kurdelelerle ama hep büyük bir özenle yürütülen çalışmalar. Beyaz şortlarla Adana Stadyumunda gösterilere çıkardık. Her yıl bir öncekinden daha görkemli olurdu. Yasaklandığını hatırlamıyorum. Yıl içinde bir piyes sahneye konurdu.
Ülkemizde her 2 yılda bir Milli Eğitim Bakanı değişti. Bir dönem Kredili Sistem uygulandı. Seçmeli dersler zorunlu olarak öğrencilere seçtirildi. Çünkü yeterli sayıda öğretmen yoktu. Milli Eğitim tarihinin akışı içinde ÖSYM zamanla değişime uğrayan bir kara sayfadır. Oysa nasıl da tertemiz, nasıl da saygındı. Belki denetimsizlik, belki değişimler oranın da itibarını sarstı. Kopya çalkantıları, bazı soruların iptali, sınavların tekrarı, farklı yaklaşımlar , dershanelerin işe karışması kurumu adeta içinden kemirdi, güvenirliğini bitirdi.
Dünya standartlarında eğitimde notumuz giderek düştü, üniversitelerimiz bilimsel yayın sıralamasında geriledi, ders ortalamalarında puanlarımız düştü. Geçmiş yıllarda üniversitelerdeki çatışmalar, bilimsel başarılara da gölge düşürdü, diplomaların geçerliliğine sahtelik karıştı. Bir zamanlar üniversitede de hocalık yaptım. Gençlerin kişiliğine saygı gösterdiğimiz sürece kendilerini daha uygun biçimde kanıtlıyorlar. kimlik çatışmalarına yol açmamak, onları dinlemeye, anlamaya çalışmak gerekiyor. Bu yıl ayrıca bir virüs içimizde, beynimizde. Sağlıkta, eğitimde. ekonomide zorlu mücadelemiz sürüyor...
Makbule ABALI