Bloglar arasında Kelime Oyunu devam ediyor. Bu haftanın kelimelerini Deeptone belirledi.
Bu öyküyü oluştururken bulunması gereken kelimeler: Kuş tüyü, kuyu, Çatı, ipek, Mermer.
SON UÇUŞ... (ÖYKÜ)
O zamanlar 7-8 yaşlarındaydım. Bahçesinde kuyu olan iki katlı , sarmaşıklı bir evde otururduk. Kuyunun suyu içilmezdi, bahçe sulama amaçlı kullanılırdı. Ama tehlikeli olur düşüncesiyle üstü hep kapalı olurdu.
Mevsim geçişlerinde çatının üzerinden sürüler halinde kuşlar geçerken bütün çocuklar el sallardık. Bahçe çok kalabalık olmazsa bir mola verirler, bahçedeki süs havuzunun kenarındaki mermere konarak su içerlerdi. Onların çırpınarak su içişlerini izlemeye bayılırdım. Birbirlerinin sıralarını hiç almazlardı.
Keşke benim de bir kuşum olsa dediğim çok zaman olmuştur. Babam "Kuşlar özgür olmalı" derdi. "Onlar açık havada yaşamalılar." Ama bir gün zorunlu olarak bir kuşa sahip oldum. Kuşlar sürü halinde havuzdan su içip giderlerken bir tanesi uçamadı, en geride kaldı. Onu kurtarmak için elimi uzattım. Önce ürktü sonra kaçmadı da. Annemin ipek fularını istedim. Zaten eskimişti, yumuşacıktı. Kuşu sardım sarmaladım. Canlandı.
Ama bir gün daha dinlensin istedim. Korumaya aldım. Anneme, babama söz verdim. Sadece bir günlüğüne. Ertesi sabahı zor bekledim. Gözümden yaşlar akarak kucağıma aldım, kucakladım. Ömrü o kadarmış. Oysa adını bile hazırlamıştım. Ondan geriye bir kuş tüyü kaldı. Mavi, ipek gibi bir tüy. Onu oymalı ahşap bir kutunun içinde saklıyorum . Sürüden kaybolduğunu diğer kuşlar anlamışlar mıdır acaba...?
Makbule ABALI