Bu Blogda Ara

25 Mar 2020

YAŞLILAR HAFTASI


18-24 Mart arası "Yaşlılar Haftası" olarak kabul ediliyor. Ve bu yıl dünya bu haftada özellikle yaşlılarını bir virüsten kurtarmaya çalışıyor Dünya yaşam savaşı veriyor. Yıllar önce ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı  "Otuz Beş Yaş " şiirinde ne güzel dile getirir:

OTUZ BEŞ YAŞ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ve Ahmet Telli'den yaşamla ilgili bir şiir:

İNSANCA SEVDACA DURUCA
İnsana en çok şiir yakışıyor
Sonra yeryüzüne yağmur
Gökyüzüne mavi...
Ve en çok insana vefa yakışıyor
Yüreğe sevda
Gözlere haya
Ve en çok yaşamak yakışıyor
İnsanca, sevdaca, duruca

Ahmet TELLİ


Yaş almak, yaşamakla, yaşama katkıda bulunmakla eş olsun... M.A

20 Mar 2020

SEVMEK ÖMÜR BOYU ...


Sevmek...
Bazen bir kenti,
Bazen bir yeri, doğayı.
Sevmek;
Ağaçları, çiçekleri,
Kuşları, çocukları...
Sevmek;
Bir insanı,
İnce duygularla,
Katıksız, çıkarsız,
Aklıyla, yüreğiyle,
Meziyetleriyle, kusurlarıyla
İyi günde-kötü günde
Coşkusuyla, hüznüyle
Sevmek;
Bir ömür boyu
Tüm insanlığıyla...

Makbule ABALI

17 Mar 2020

EL ELE BÜYÜTTÜK SEVGİYİ




Birlikte öğrendik seninle
avucumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi
el ele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi
tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtıl iken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev küren köstebeği
köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
el ele sevdik bu dünyayı
acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik.
köy köy ülke ülke
gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz
el ele büyütüp el ele derdik
el ele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi.

Bülent ECEVİT


8 Mar 2020

KADINLAR AĞIDI


Bir kadın haykırdı gecenin sessizliğinde;
Dünyanın çok uzak bir köşesinde
Denizler ötesinde...
Var gücüyle bağırdı,
Sesi dağlarda yankılandı
Ama duyuramadı sesini...
Sonra sesler birbirine karıştı,
Çok uzak yörelerden, kentlerden, köylerden kadınlar;
Kimi hasta, yoksul, tek başına,
Kimi bir çocuk gelin, henüz büyümemiş,
Kimi geçim derdinde. evinde aş yok,
Kimi mülteci, evinden, yurdundan uzakta.
Kimi yalnız, mutsuz, sevgisiz,
Bir diğeri aşk uğruna can derdine düşmüş...
Sesler birbirine karıştı
Acılı kadınlar korosunda 
Ama kimse duymadı ağıtlarını, feryatlarını,
Sessiz çığlıklarına ses veren olmadı,
Oysa tüm dünyada o gün onların günüydü...

Makbule ABALI


Dünyanın ve çevrelerinin gelişmesine, güzelleşmesine katkıda bulunan, emek harcayan tüm kadınların "Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun. M.A

5 Mar 2020

ÇİÇEKLER DE SEVGİ DİLİNDEN ANLAR...


Mart Ayının ilk günleri. Güneşli, ılık bir gün, baharın da gelişini müjdeler gibi... Her bahar onun ruhuna adeta coşku taşırdı. Kupkuru dalların yeniden filiz vermesi, yeşermesi, doğanın renklenmesi, kuşların cıvıldaması... Yaşam boyu öyle çok mutsuzluk yaşamıştı ki, bu küçük mutluluklar onun hayatını doldurmaya yetiyordu.Düşündükleri  ona huzur veriyorsa "mutluyum"  diyordu.

Eve yaklaştıkça adımları da hızlandı, kalp atışları gibi. Sabah çok yağmur yağmıştı. Mutfak penceresinin önündeki  çiçekleri merak ediyordu. Çuha çiçekleri, menekşeler, nergisler, birkaç gündür açan arpa zambakları. Pencereyi açıp da dışarıya bakarken , hayalinde adeta önünde koca bir bahçe var gibi düşünürdü.  Henüz çiçek sevenler tükenmemişti. Bazıları çiçeklere hayranlıkla bakar, çok cesaretli olan çiçeğin adını, nasıl yetiştiğini de sorardı. 

Eve girince hemen mutfak penceresini açıp çiçeklerin hatırını sordu. Her zaman, çiçekler de güzel sözden, sakin, yumuşak sesten anlarlar diye düşünürdü. Yoksa çok güneş almayan bu zemin katta böylesine güzel çiçek açarlar mıydı? Zemin katta da yaşama şansı verilirse açarlar tabii dedi. Her sabah çiçekleri ziyaret eden bir kumru bile bunu biliyordu. Ama ayrıldığı eşine bunu bir türlü anlatamamıştı.
"Çiçekler bile sevgi dilinden anlar." dedi yüksek sesle...

Makbule ABALI