Bu yazı Blogları Canlandırma Projesi (BCP) kapsamında yazılmıştır. Bu projede her ayın son haftasında belirlenen konular çerçevesinde isteyen arkadaşlar yazı yazabiliyor, film ya da kitap tanıtımı yapabiliyorlar. Bu ayın konusu "Kadın Yazarlar, Kadınları Hikaye Eden Eserler " idi.
Kadın yazarlar denince; Ülkemizde önce Füruzan ve Sevgi Soysal gelir aklıma. Gençlik yıllarımın unutulmazları. Füruzan'ın Parası Yatılı'sı, Sevgi Soysal'ın Yenişehir'de Bir Öğle Vakti. Severek okuduğum kadın yazarlar diye düşününce: İnci Aral, Adalet Ağaoğlu, Tezer Özlü, Nazlı Eray, Tomris Uyar, Ayşe Kulin, Latife Tekin ilk anda aklıma gelenler. Haksızlık etmek istemem, severek okuduğum başka kadın yazarlarımız da var elbette. Gazete köşe yazarlarından da ne güzel yazanlar var. Sanki kadınlar doğaları gereği ince ayrıntıları, detayları çabuk fark ediyor, insanların gizemli yanlarını, hassasiyet ve kırılganlıklarını daha farklı dile getiriyorlar. Adeta "İç telimize ustaca dokunmak, değişik tınıları ortak noktalarda buluşturmak gibi..."
İnci Aral'ın severek okuduğum "Anlar İzler Tutkular" adlı kitabını bu ayın BCP kapsamında tanıtmaya çalışacağım:
Kitap Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanmış, 159 sayfa. Arka kapakta kitap şöyle tanıtılmış: "İnci Aral'ın hayata, dünyaya ve yazma tutkusuna bakışını yansıtan, okumak, yazmak severek ve yazarak var olmak üstüne düşünce ve deneyimlerini yalın, akıcı bir anlatımla dile getirdiği bu kitap belleğin seçtiği anlara ve akıp giden yaşamın bizde kalan izlerine değinen bir anlatılar toplamı." "İnci Aral her zamanki içten ve alçakgönüllü söylemi ile çocukluktan yazarlığa ulaşan serüvenini anlatırken kendisiyle baş başa kalınmış sıcaklıkta bir sohbet ortamı yaratıyor."
İnci Aral yazmak isteyen gençlere ise şunları söylüyor:" Yazmak, insan ruhunu, bilincini, dalgalanma, yükselme ve düşüşlerini anlama ve insanın önce kendi gecesini aydınlığa çıkarma çabasıdır. Zamanın içinde bir yerlerde kendini aşkla, severek ve yazarak olumlama ve bunlara tutunarak hiçliğe karşı durma uğraşının özü budur."
KİTAPTAN ALINTILAR:
ANLAR Bölümünden:
Yazma Zamanı: "Yazma eylemine zaman açısından baktığımda, içinde kararlılık, umut, bir yığın coşku ve kırıklık yani çelişik duygular olduğunu görüyorum. Ama en çok başarma isteği ve inat vardır. " Kuşkusuz benim yazmam aynı zamanda kendime uyguladığım bir terapidir. "
"Ben öykülerimi anlatırken, gördüklerimi duymaya, duyduklarımı görmeye, sezgilerimi ve düşlerimi yaşantıya dönüştürmeye çalıştım hep, acının ya da sevincin dışa vurum taşkınlığına aldanmamaya görünenin ötesindekini yakalamaya uğraştım" "Öykü yazmak sonu bilinmeyen bir yolculuktur çoğu zaman."
İZLER BÖLÜMÜNDEN:
Türkiye Gündemi ve Edebiyat: "Çünkü bir edebiyat eseri , şiir, roman, öykü, bireyin tek başına ürettiği, onun düşünsel ve duygusal özellik ve yeteneğini ortaya koyan estetik bir yapı olmakla birlikte, yazarının nerede durduğu, hangi tarihsel, coğrafi ve toplumsal bölgede yaşadığı da çok önemlidir.
Bu açıdan bakınca sanatçının ortaya koyduğu ürün yalnızca bireysel değil, aynı zamanda içinde yaşadığı toplumun, ülkesinin ve ulusunun tarihinin, coğrafyasının ve ilişkiler bütününün ortak düşünsel ve ruhsal yapılanmasının da ürünü olacaktır."
" Yaşadığı dönemin yoksunluk ve acılarına olduğu kadar, geçmişin ve geleceğin yanlış kavrayışlarına da duyarsız olan, tarihsel ve toplumsal belleği gelişmemiş, hem ülkesi hem de dünyaya ilişkin kaygıları, soruları, inanç, kuşku ve karşı çıkışları olmayan insanların yazdıkları gelip geçici olacaktır."
" Zamanın iyiliği de yok değil. Keder, acı gibi duyguların şiddetini azaltıyor. Önce belli bir düzeye indiriyor sonra da bizi unutmanın cömertliğine sürüklüyor. Zor zamanlarda felaketler, ölümler, acılar, darbeler öylesine arka arkaya geliyor ki tümünü birden taşıyamıyoruz. İnsanımız acıya dayanıklı. Sabırla yüzleşiyor ölümle ve hayatla. Başına gelecek uğursuzluğu tevekkülle bekliyor. Çünkü çok uzun zamandır işte bu, bunu bekliyordum diye sevindiğimiz aydınlık, umutlu bir gün olmadı."
" Ticari, içeriksiz ve bayağı ürünler insanın dilini, duygu ve düşüncelerini sığlaştırıp basitleştirir. İnsanımızın kültürel erozyona uğraması, tartışan, eleştiren, sorgulayan, yeni üretici ve yaratıcı insan tipini de aşındırıyor. Aslında sistemin amacı, isteği de bu. Düşünmeyen, hazır düşünce kalıplarına teslim olmuş, bir örnek, koyun gibi insanlar."
"Günümüz insanının zevkleri, seçimleri küresel sistem tarafından yönlendiriliyor artık. Dijital teknoloji ve kitle iletişim araçları ortalama insan için öngörülen ucuz örnekleri kalabalıklara empoze ederken binlerce eleştirmenden daha etkin rol oynuyor."
TUTKULAR BÖLÜMÜNDEN:
Aynalar ve Kadınlar: "İnanıyorum ki kadınlar ve erkeklerin kadınlar tarafından anlatılmasına gereksinmemiz var."
"Günümüzde ihanet hem olağanlaştı hem de yaygınlaşarak ortalığa döküldü ve sürekli bir huzursuzluk kaynağı haline geldi. Aldatılmak bir kadermiş gibi yaşanıyor artık."
"Kırk yıldır yazıyorum. Zorlu bir yolculuktu. İniş çıkışlar, vazgeçişler yaşadım. Yine de bugün bile tam olarak başardığımdan emin olamıyorum. Başarının doğasında kendinden hoşnutluk yoktur."
Sadakat: "Eğer hayatı ve varoluş gerçeğini size sunulduğu gibi kabul eder, sorgulamazsanız ya fazla siner ya da acı çekersiniz. İnsan kendi doğru ve yanlışlarını oluşturmak zorunda."
"Günümüzün şaşırtmacası başarı kavramının fazlasıyla paraya endekslenmiş olması. Para kazanmak ve en güzel arabaya, eve, kadınlara sahip olmak tek hayal haline gelmişse burada doyumsuzluklar ve başarısızlık hissi yoğun demektir."
" Kültür, sanat ve bilim birlikte olduğunda mantık ve hayal arasındaki dengenin geliştirilmesini sağlar.
" Asıl başarı ise mutlu olabilmektir. Gülebilmek ve sevilmektir. Tersliklerle mücadele edebilmek, insanı sevmektir. Herkesteki en iyiyi bulmak ve karşılık beklemeden vermeyi bilmektir."
NOTLAR:
İnci Aral 1944 yılında Denizli'de doğdu. Manisa Kız İlköğretmen Okulundan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünden mezun oldu.
ROMANLARI.
Ölü Erkek Kuşlar, Yeni Yalan Zamanlar, Hiçbir Aşk, Hiçbir Ölüm, İçimden Kuşlar Göçüyor, Mor, Taş ve Ten, Safran Sarı, Sadakat, Şarkını Söylediğin Zaman
ÖYKÜLERİ
Ağda Zamanı, Kıran Resimleri, Uykusuzlar, Sevginin Eşsiz Kışı, Gölgede Kırk Derece, Ruhumu Öpmeyi Unuttun
DENEME-ANI-ANLATI
Anlar İzler Tutkular, Unutmak, Yazma Büyüsü, Kan Gülleri ve Nar Ağrısı
ÖDÜLLERİ:
1980 Akademi Kitabevi İlk Kitap Öykü Başarı Ödülü - Ağda Zamanı
1983 Nevzat Üstün Öykü Ödülü -Kıran Resimleri
1992 Yunus Nadi Roman Ödülü- Ölü Erkek Kuşlar
2001 Yunus Nadi Ödülleri-Öykü Ödülü- Gölgede Kırk Derece
2002 Orhan Kemal Roman Armağanı-Mor
2014 Kıbatek Ödülü (Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya Türk Edebiyatları)
2018 Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü