Çocuğunu, çocuklarını koşulsuz sevgi ile seven ve bu sevgiyi onlara hissettiren,
Çocuğuna kız ya da erkek, cinsiyet ayrımı yapmadan bağlı olan,
Kaba kuvvete, baskıya, şiddete başvurmadan, ikna gücüyle sorunları çözümleyebilen,
Güçlü olanın değil, haklı olanın kazançlı çıkacağına inanan, adil davranabilen,
Çocuklarını dinleyen, anlamaya çalışan, inatlaşmadan birlikte çözüm üreten,
Çocuklarına güvenen, inanan ama gerektiğinde kontrol eden,
Çocuğunun başarılarını görebilen, hatalarını ise aşağılamadan, alay etmeden vurgulayabilen,
Arkadaşlarıyla kıyaslamadan, çocuğunu kendi kişisel özellikleriyle değerlendirebilen,
Çocuklarının; duyarlı, sorumlu, insana saygılı bireyler olarak yetişmesi için uğraş veren,
Her koşulda kendi gençliğini unutmayan, geçmişteki hatalara düşmemek için çaba harcayan,
Haklı olduklarında çocuklarını savunan, haksız olduklarında uygun bir dille uyaran,
Öfkesine, hırsına yenik düşmeden, dinleyerek anlamaya çalışan,
Gerektiğinde çocuğuna "senin baban olmakla gurur duyuyorum" diyebilen,
Çocukların önünde bir tartışma-kavga ortamı yaratmaksızın uyum sağlamaya çalışan,
Kinle, öfkeyle, intikam duygusuyla değil, insani duygularla, paylaşımcı, dürüst, ahlaki değerlere sahip çocuklar yetiştirmeye özen gösteren,
Zamanı gelince çocuğunun artık büyüdüğünü, çocuk değil "genç" olduğunu, bağımsız kararlar alabileceğini kabul eden, onun kişisel kararlarına saygı duyan,
Kuşaklar arası değişimi kabul eden, çocuklarının kendi kişilik özelliklerinden farklı birer "birey" olduğunu düşünebilen, gerektiğinde kendi kararlarını değiştirebilen...
Güzel ve iyi şeyleri gerçekleştirmek kolay değildir. Yorucudur, zaman ister, çaba gerektirir. Ama ortaya çıkan eser güzeldir, tüm zahmete değer. Hele emek harcanan" insan" ise, kayıp değil, kazanç söz konusudur.
Çocuklarını "insan" olarak yetiştirebilmek için büyük çaba harcayan tüm babalara sonsuz saygılar.
Makbule ABALI
Merhabalar.
YanıtlaSilYeryüzünde sadece bir gün var; o da Anneler günüdür. Ben, Anneler gününden başka bir gün tanımıyorum. Madem böyle; o zaman ağabeyler, ebedeler, dedeler, amcalar, dayılar, teyzeler, halalar günü de olsun!
Belki yanlış ya da hatalı olabilirim. Ama ben böyle düşünüyorum.
O kadar çok günlerimiz oldu ki, bu günlerden dolayı, asıl günün sahibi olan Annelerin günü, günlerin arasında önemini kaybetmeye başladı diye düşünüyorum.
Babalar günü nasıl çıktı? Anneler günü olur da Babalar günü neden olmasın? Ve işte Babalar günümüz de böyle doğdu. Derken günler böylece çoğaldı. Ne kadar çok gün var, işte o kadar cılkı çıktı bu günlerin.
Bana kızan kızsın, beni haksız gören görsün, beni eleştiren eleştirsin, ama ben böyle düşünüyorum. Zaten benim yok dememle hiçbir gün de yok olmayacak ve kutlamaları da böyle devam edip gidecek.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey,
SilBloglarda çok iyi bir okuyucu ve izleyici olduğunuzu biliyorum. Doğru bildiğinizi, inandığınızı gerçekçi olarak savunduğunuzun da çok kez tanığı olmuşumdur.
Geçmişte pek çok paylaşımımda özel günlerin ne yazık ki çoğu zaman yüzeysel ya da göstermelik kutlandığını, tüketim toplumu olma özelliklerinin yanlış amaçlarla benimsendiğini dile getirmişimdir her zaman.
Bir günlük sevgi gösterisi olur mu, kim inanır buna, yılın 365 günü var. Sevgililer Gününde, anneler gününde pırlanta kolyeler, bileziklerin reklamları abartılı biçimde köşe buluyor. Babalar gününde son model araba reklamları, çok pahalı elektronik araçlar satışta. Günümüzün ekonomik koşullarında kaç çocuk ya da yetişkin bunları alabilir...?
Ancak sevgi, ilgi, duyarlılık, farkındalık, hassasiyet, nezaket konularında bireylerin öyle büyük eksikleri var ki. Ünlü kadın şairimiz ne güzel dile getirmiş:" Kimsenin vakti yok ince şeyleri anlamaya."
Anneler Günü bile yanlış amaçlarla kullanılırsa değer kaybediyor. Keşke sevginin gücünü, vefanın kalıcılığını, anlamaya çalışmanın gücünü çevremizdeki insanlara kanıtlayabilsek. Yazımda Babalar Gününün önemini değil, baba olabilmenin zor olduğunu, emek gerektirdiğini vurgulamaya çalışmıştım. Amacım düşündürmekti.
O yüzden yıllar önce yazdığım bir yazımı bugün de paylaşabiliyorum.
Sağlıklı, huzurlu günler dileyerek.
Merhabalar Makbule Öğretmenim.
Sil"Yazımda Babalar Gününün önemini değil, baba olabilmenin zor olduğunu, emek gerektirdiğini vurgulamaya çalışmıştım. Amacım düşündürmekti." Elbette sizin babalar gününü ele alışınızın sebebinin bu olduğunu biliyorum. Ben de bu vesileyle konunun bir başka boyutunu ele almak istemiştim. Siz zaten beni anladınız.
"...Anneler günü bile olsa, yanlış amaçlarla kutlanıyorsa, değer kaybeder..." Aynen size iştirak ediyorum. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey.
SilBayram günlerinde eksik olmasınlar eş-dost, komşular, ziyarete gelenler, telefonla arayıp soranlarla çok yoğun bir zaman dilimi yaşadık.
Elbette yanlış anladığınızı, yanlış değerlendirdiğinizi düşünmüyorum. Ancak pek çok okuyucu yorumları da okuyarak bütüne ulaşıyor. (İyi ki okuyorlar. ) Yanlış anlamalara neden olmak istemedim.
Yeniden açıklama zahmetine girdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Esenlikler diliyorum.
annesi babası iyi insan olanlar çok şanslı bu dünyada :) iyi bayramlar :)
YanıtlaSilYeterince sevgi, ilgi görenler, doğru örneklerle büyüyenler, kin, öfke, nefret ve kaba kuvvetle yetiştirilmeyenler elbette daha şanslılar sevgili Derin.
SilYeni bir düzenlemeyle yayına hazırladığım yazıda Cahit Sıtkı'nın "Çocukluk" adlı şiiri ve bir açıklama notu ile bayram kutlaması da vardı. O taslak birden kayboldu. Belki ben bir hata yaptım, anlayamadım.
Nice bayramlara, sağlıkla, güzel , mutlu yarınlara...
İyi bayramlar çok kıymetli Makbule Öğretmenim. Saygı bizden, yazıdaki ince cümleleriniz çok kıymetli, onurlandırıcı, bir baba olarak payıma düşeni alıyorum ve size çok teşekkür ediyorum:)
YanıtlaSilHer yorumunuzda yazının içeriği ve can damarıyla ilgili öyle isabetli, anlamlı, incelikli, duyarlı sözcüklerle konuya giriyorsunuz ki içtenlikle dile getireyim; ben de hassas terazinizden elediklerinizi çok dikkate alıyor ve yorumlarınızı seviyorum.
SilÖzeleştirileriniz kadar karşıt görüşleriniz de benim için değerli olacaktır.
Bayramları herkesin "Bayram gibi" yaşaması dileği ile.
Hele son iki paragraf o kadar nokta atışı bir tespit ki.. Çok güzel yazmışsınız. Çocuğu "birey" olarak kabul etmek, "sabır" göstermek ve "emek vermek".. Umarım bunlara dikkat eden anne, baba, akraba ve tanıdıkların arttığı günlere erişiriz, güzellikle, mutlulukla yetişen kendinden emin, çalışmaya üşenmeyen çocuklarımızın sayısı artar.
YanıtlaSilToplumların zor dönemler yaşadıkları yıllarda elbette Eğitim- Öğretim de bu sıkıntıları yaşıyor, etkileniyor sevgili Senay.
SilÇocukların taklit yeteneği çok güçlü. Kötü örnekleri, hatalı davranışları da hemen benimseyip tepkiler geliştiriyorlar.
Çağdaş, akılcı, sorgulayıcı, yetenekleri geliştirici, paylaşımcı, uygulamaya dönük eğitim modelleri ile geleceği yapılandırma konusunda hepimiz sorumlu ve gönüllü olabilmeliyiz.
Anlamlı dileğiniz benim de içten dileğimdir.
Bütün bu özelliklere sahip bir insan ne kadar zor olsa da böyle bir yazının ortaya çıkması hiç de zor değil özellikle de kalemi tutan ve yazan o güzel gönlünüzse öğretmenim.
YanıtlaSilHer bir madde de olması gereken, olamayan, yaramız olan yada mutluluğumuz olan olarak tek tek irdelenesi ve düşünülesi cümleler olmuş. Aslında mutluluk , iyilik, güzellik ve daha bir çok güzel özellikler o kadar uzağımızda değil ama biz niye bu kadar uzaktaymış gibi anlamlandırıyoruz anlamış da değilim.
Hani bir söz vardır sevgili Çağrı; "Herkes evinin önünü süpürse dünya temizlenir." Herkes görev ve sorumluluklarının bilincinde olsa pek çok şey daha düzenli olur.
SilSevgiyle kucaklarım.
Çocuğunu iyi insan olarak yetiştirebilenlere sizin de belirttiğiniz gibi saygı duyulur. Ve çok güzel özetlediğiniz gibi baba olmak çok büyük sorumluluk gerçekten de. Keşke yüreği sevgi dolu olmayanlar çocuk sahibi olamasa...
YanıtlaSilÖyle haklısınız ki. Ortak noktalarda buluşmak iyi geliyor insana. Son cümleye izninizle kısa bir ek cümle daha eklenebilir belki;
SilÇocukları, canlıları sevmeyenler , acıma ve merhamet duygularından yoksun olanlar öğretmen de olmasınlar. O kadar çok cana kıyıyorlar ki...