Reklamlar oldum olası dikkatimi çekmiştir. Çünkü insanla, insanlarla ilgili. İnsanın ikna edilmesi esasına dayanıyor. İçeriğinde; inandırma, ürünü almayı düşündürme var. Sevgili Ece Evren arkadaşımız beni mimlemişti. Onu kıramadım tabii. Ona da mim Emine Bektaş arkadaşımızdan gelmiş. Mim konusu da ilginçti. "Reklamların görünmeyen yüzü."
Reklamlar ses, ışık, renk ve görüntüyle izleyiciye mesajlarını vermeye çalışıyor. Bazen ses ve müzik dikkatlerini çekmişse bebekler dahi onlarla ekrana bağlanıyor. Ses ve müzik ilgilerini çekmişse birden dikkatleri ekrana çevriliyor. İyi reklam müziği (cıngıl ), sürekli renkli görüntüler, hareket çocukları ekrana kilitliyor adeta.
Reklamların görünmeyen yüzünü düşündüğümde; inşaat reklamlarından bazılarını ben hiç de dürüst bulmuyorum. Çok büyük masraflarla yapılmış bir reklam, bir süre sonra ekranlarda yanındaki binanın yıkımıyla ya da ihmalden bir inşaat kazasıyla gündeme geliyor. O görkemli görüntünün arkasında depreme dayanıklı olmayan, ruhsat alamayan nice inşaat. "Geçmişte İstanbul'un bütün inşaatlarına deniz kumu sattım." diyerek göğsünü gere gere, gülerek gazetecilere konuşan inşaat firmalarının ağa-babası. Tüm inşaatlarına İngilizce adlar verilmiş, çok yüksek fiyatlarla satılmış. En son reklamında çok büyük bir arazide, kah atla, kah son model bir arabayla dolaşıyordu. Ağaçlar yok olurken beton yığınları çoğalıyor...
Bir başka benimseyemediğim reklam, Kadir İnanır ve keçili sigorta reklamı. Şömine yanan bir salon, Kadir İnanır rahat bir koltukta oturuyor, keçi meleyince sigorta şirketinin adını söylediğini düşünüyorlar. Bir başka karede Kadir İnanır'ın arabası uçurumun kenarında asılı kalmış. Bütün dengeleri altüst ederek nasılsa düşmüyor. "Panik yok" deniyor ve sigortacı keçi lüks arabanın arkasında kurtarıcı oluyor. Bir diğer karede, dağdan gelmiş keçiye kravat takılmış, takım elbise giydirilmiş, çok itibarlı bir sigortacı.
Reklamlar için hep söylenen bir söz vardır; "Kendinden söz ettiriyorsa iyi reklamdır" denir.Ama doğrusu bu reklam bana çekici değil, itici geliyor.
Bir başka reklamı hatırlıyorum; Şimdilerde kaldırıldı, ama kimsenin tepki göstermediği bir reklam vardı. "Hadi Baba..." Çocuklarının ısrarına itiraz edemeyen bir baba figürü. Spor yaparken, dans ederken, yürürken adamcağız nefes nefese kalıyor, kalp krizi geçirmek üzere. Ama çocukları fark etmeden devam etmek için zorluyorlar. "Hadi Baba..." Bir doktor bu kamu spotunun kötü örnek olup, çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtince reklam yayından kaldırıldı.
Bir zamanlar çok yanıltıcı sınav reklamları vardı. Hiç doğrulanmadı, hiç kimse itiraz etmedi. KPSS(Kamu Personeli Seçme Sınavları) veya LYS (Lise Yerleştirme Sınavı) sonucunda Türkiye 1.si, 2,si ve 3. leri ilan eden ne çok kurum, okul ve dershane olurdu. Oysa son yıllarda tek birinci ,ikinci, üçüncü yoktu. Öyle çok birinci ikinci, üçüncü çıkardı ki. Yanlış değerlendirmelerle hangisi gerçek birinci şaşırırdık.
Son zamanlarda bir temizlik deterjanı reklamı var. Cinderella gibi baloya yetişmesi gerekiyor. 10 saniyede tüm kirleri söküp atmış ve baloya yetişmiş. 10 saniyede, modern çağda her şey jet hızıyla, her şey göz boyamayla... Reklama inanır veya inanmazsınız. Bir masal dünyası gibi.
Bir süt reklamı, müziği, görüntüsüyle çok güzel; "Büyüdüm... büyüdüm ben anne oldum... Annemin gözünde hiç büyümedim."
Nil Karaibrahimgil'in sesinden şarkı dinleniyor. Büyüme çok güzel sergilenmiş ama çocuğun en son anne hali epey büyük görünüyor.
Ve" anne" çocukluk hallerine hiç benzemiyor. Ama başarılı bir reklam.
Tabii ki çok sık reklam izleyen biri değilim. Hatta televizyona da çok düşkün değilim. Ama insanla ve toplum sosyolojisiyle, insan psikolojisiyle ilgili her konu dikkatimi çekiyor.
Unutamadığım reklamlar var. Anmak isterim: Bir iletişim firmasının bir köy okulunda çekilmiş nefis bir reklam filmi vardı. Uzak bir dağ köyünde yeni atanmış öğretmen annesini arıyor, sobayı nasıl yakacağını soruyor. Çok uzak bir mesafeden telefonla bağ kurabiliyor. Çok sevimli bir reklamdı.
Bir başka unutamadığım reklam, bir kargo şirketinin reklamı. Doğmamış bebeğinin son aylarını bekleyen bir anne, karnını tutuyor. Ve bir slogan: "Sizin gibi özenle taşıyoruz."
Reklamlar bir ekip işi. Bu ekiplerde çok başarılı, çok yaratıcı, çok zeki insanlar var. Yarışmalara katılan, ödül kazananlar var. Ama sanırım insana, insan yüreğine daha çabuk ulaşabilenler daha başarılı oluyor, ürünü daha cazip gösterebiliyor...
Sanırım uzun yazdım sevgili Ece, gecikmeyi de telafi ettim mi acaba?
Bir zamanlar çok yanıltıcı sınav reklamları vardı. Hiç doğrulanmadı, hiç kimse itiraz etmedi. KPSS(Kamu Personeli Seçme Sınavları) veya LYS (Lise Yerleştirme Sınavı) sonucunda Türkiye 1.si, 2,si ve 3. leri ilan eden ne çok kurum, okul ve dershane olurdu. Oysa son yıllarda tek birinci ,ikinci, üçüncü yoktu. Öyle çok birinci ikinci, üçüncü çıkardı ki. Yanlış değerlendirmelerle hangisi gerçek birinci şaşırırdık.
Son zamanlarda bir temizlik deterjanı reklamı var. Cinderella gibi baloya yetişmesi gerekiyor. 10 saniyede tüm kirleri söküp atmış ve baloya yetişmiş. 10 saniyede, modern çağda her şey jet hızıyla, her şey göz boyamayla... Reklama inanır veya inanmazsınız. Bir masal dünyası gibi.
Bir süt reklamı, müziği, görüntüsüyle çok güzel; "Büyüdüm... büyüdüm ben anne oldum... Annemin gözünde hiç büyümedim."
Nil Karaibrahimgil'in sesinden şarkı dinleniyor. Büyüme çok güzel sergilenmiş ama çocuğun en son anne hali epey büyük görünüyor.
Ve" anne" çocukluk hallerine hiç benzemiyor. Ama başarılı bir reklam.
Tabii ki çok sık reklam izleyen biri değilim. Hatta televizyona da çok düşkün değilim. Ama insanla ve toplum sosyolojisiyle, insan psikolojisiyle ilgili her konu dikkatimi çekiyor.
Unutamadığım reklamlar var. Anmak isterim: Bir iletişim firmasının bir köy okulunda çekilmiş nefis bir reklam filmi vardı. Uzak bir dağ köyünde yeni atanmış öğretmen annesini arıyor, sobayı nasıl yakacağını soruyor. Çok uzak bir mesafeden telefonla bağ kurabiliyor. Çok sevimli bir reklamdı.
Bir başka unutamadığım reklam, bir kargo şirketinin reklamı. Doğmamış bebeğinin son aylarını bekleyen bir anne, karnını tutuyor. Ve bir slogan: "Sizin gibi özenle taşıyoruz."
Reklamlar bir ekip işi. Bu ekiplerde çok başarılı, çok yaratıcı, çok zeki insanlar var. Yarışmalara katılan, ödül kazananlar var. Ama sanırım insana, insan yüreğine daha çabuk ulaşabilenler daha başarılı oluyor, ürünü daha cazip gösterebiliyor...
Sanırım uzun yazdım sevgili Ece, gecikmeyi de telafi ettim mi acaba?
Benim de reklamlar ilgimi çeker. Insaat reklamları konusunda çok haklısınız. Bir mobilya firması reklamı var şimdilerde çocuklara ev eşyalarını anlamını soruyorlar ve farklı cevap alıyorlar çok sevdim.
YanıtlaSilAslında tartışma programları dışında çok TV. izlemiyorum. Ama kanallar arası geçişlerde reklamlar dikkatimi çekiyor. O reklamı hatırladım. Çocukların yaratıcılığına dikkat çeken bir reklam galiba.
SilSelam-sevgiler öğretmenim.
O kadar hak verdim ki, her satırını sindirerek okurken...o her inşaatı kumla yapan Allah'ın kırosundan tiksiniyorum. Parası var diye kendini bir halt sanıyor, bir deprem olunca hiç mi vicdanı sızlamayacak? Sızlamaz cüzdanı var vicdanının olması gereken yerde. Keçili reklam ise hakikaten iğrenç, Kadir denen meymenetsizi de hiç sevmem akil adam oldu iyice nefret ettim. Sobalı reklam hakikaten çok hoştu. Ben de severek izlerdim. Bazen de Koç'un 10 Kasım için minik Atatürk'lü tanıcı reklam filmleri oluyor çok seviyorum.
YanıtlaSilSevgiler:)
Teşekkürler sevgili Müjde, ortak doğrularda buluşmak ne güzel. Her meslekte dürüstlük, vicdan ne kadar önemli. Akil adam olmak her şeyin üstesinden gelebilmeyi sağlamıyor sanırım.
SilÜnlü bir firmanın mayo reklamı vardı. Sakıncalı diye kaldırıldı. Tekrar şu sloganla çıktı: "Güneşi özledik." Atatürk de mayoyla denize giriyordu. Çok anlamlıydı...
Sevgiler.
Çok güzel örneklerle anlatmışsın Makbule ablacığım. Özellikle de inşaat reklamları için verdiğin örnek, "ne kadar da doğru" dedim. Emeğine sağlık ablacığım ❤️
YanıtlaSilÇok teşekkür ederi İlknur. İnsan bazen isyan ediyor; "Bu kadar da olmaz" diyor. Ama oluyor maalesef.
SilBloğunu izliyorum.
Sevgiler...
Bir ürünü güzel, çarpıcı ,dikkat çekici biçimde tanıtmak önemli tabii...ancak yanıltıcı ya da çok saçma olanlar var. Gerçi tv ile pek aram yok çok reklam izlemiyorum ama...bir de ürün tanıtımında 'kullananların % 99 u memnun'diye anlatılan pek çok ürün var. Tuhaf gelir bana.
YanıtlaSilHer reklamda güzellik aramıyorum ben. Örneğin bir deterjan reklamında bulaşık veya çamaşır yıkarken tam makyajlı, çok şık giysilerle ,saçlar berberden yeni çıkmış gibi iş yapan kadınlarımız var. Gerçekçi değil. Sanırım % 99 memnun demek için araştırma yapmak gerekirdi.
SilSevgiler.
Neler yakalanıyor di mi? Reklamlar derya bu konuda :)))
YanıtlaSilGerçekten daha çok örnek verilebilirdi. Çok uzayınca bazılarını eledim. Reklamlar hayatımızın içinde...
SilSevgiler
Çok güzel anlatmışsınız Makbule hanım,kaleminize sağlık.Dediğiniz gibi,yüreğe dokunan reklamlar unutulmuyor,hem de kandırmıyor,eyle dümdük yüzümüze söylüyorlar.( bilmem reklemı hatırladımız mı,ben ne reklamı olduğunu hatırlamıyorum ama o çocuğu hatırlıyorum ).
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, reklamlar bana düşündürücü ve ilginç geliyor.Sevimli bir çocuğun yöresel dille konuştuğu o reklamı hatırladım, ama ne reklamıydı ben de hatırlayamadım.
SilGeçen reklamda yazamadım, hafızanızı kutlarım. Ben cevaplanmış gibi düşünüyorum.
Teşekkürler, sevgiler...
Bir reklamcının yaratıcılığı çok pahalıdır.
YanıtlaSilHaklısınız, yaratıcılık dünyanın hiçbir yerinde ucuz değil.
SilGüzel bir reklam, zor iştir. Son cümleleriniz dikkate değer ve önemli...
YanıtlaSilReklamcılık gerçekten zor bir uğraş.İnsanlarla iletişim kuramayan bir reklamcının işi çok zor diye düşünüyorum.
SilMimin hakkını vermişsiniz. Kargo reklamını ben de çok beğenmiştim... Sevgiler...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Üstünden yıllar geçse de etkileyici reklamlar unutulmuyor. Hedef kitlesini iyi belirleyen reklamlar daha başarılı oluyor.
SilSevgiler.
Her zamanki gibi ince düşüncelisiniz güzel öğretmenim. Benim de izlerken rahatsızlık duyduğum, hatta denk geldiğimde kanal değiştirdiğim reklamlara değinmişsiniz. Verdiğiniz örneklere ve bulunduğunuz tespitlere katılıyorum. Bütün bu reklam şamatası bana tek birşeyi düşündürüyor. Sadece para.
YanıtlaSilSevgi ve selamlar.
SilÇok teşekkür ederim. Maalesef para'nın güçlü olmadığı hiçbir alan yok sevgili Sade.
O itici reklamlarda kandırıldığımızı düşünüyorum. Oysa reklam aynı zamanda bir sanat.
Sevgiler.
Canım, uzun olması ne kadar güzel olmuş bir bilseniz :) Bir çok reklamdan bahsederek beğeni ve eleştirilerinizi yazmış, ama çok güzel analiz etmişsiniz. Bayıldım Makbule kardeşim. Bu masmavi harfler de içimi açıyorlar. Gelmişken yazılarınızdan birkaçını okuyacağım canım. Sevgiyle kucaklıyorum sizi :)
YanıtlaSilYazmaya başlayınca söylenecek çok şey çıkıyor. Ülkemizde öyle çok reklam var ki.Sadece olumsuzlardan değil, olumlulardan da söz etmeyi düşündüm.
SilGüzel yorumuna teşekkür ederi.
Sevgiler...
Akılda kalıcı reklam yapalım derken bazı işi abartıp saçma sapan işler çıkarabiliyor ajanslar. Bu sefer de ona da bir bahane buluyorlar. Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorlar.
YanıtlaSil"Kendinden söz ettiren reklam iyi reklamdır" diyorlar. Tabii ki kalıcı olması için düşündürmesi de gerekiyor.Dağınık kalsın diye bir reklam filmi var. Her yeri dağıtan gençler ve bir vahşi hayvan, bir ayı.Ne ilgisi var diyor insan.
SilÖğretmenin annesini aradığı iletişimle ilgili reklam içeriğini bende çok beğenmiştim.
YanıtlaSilAh o deniz kumu ile yapılan evler,kaç yuvayı kandırdılar.
Marmara depreminde,inşaat mühendisi olan mlletvekili aynı zamanda ve kendi yaptıkları inşaatın reklam panolarını hatırlıyorum.
Ne yazık depremde kendisi ve ailesinin çoğu o yıkılan evlerden birinde hayatlarını kaybetti..
Şimdi bu olayı hatırlattı bana bu reklamların görünmeyen,acımasız-hırslı yüzünü.
önemli tespitler yapmışsınız,sağolun.
Sevgiler, iyi akşamlar değerli arkadaşım.
Çok sevimli bir reklamdı. Reklamların acımasız -hırslı yüzü çok ürkütücü gerçekten Merih.Pek çok inşaatın defosu depremlerde ortaya çıkıyor.
SilTeşekkür ederim.
Reklam insanı kucaklamalı, Bahsettiğiniz keçili Kadir İnanır reklamı çok itici geldi bana. Belki de iticilik üzerinedir kurguları, bilemiyorum.
YanıtlaSilKolaylıklar dilerim. Hoşça kalın.
Evet, kalıcı olması, daha hoş izlenimler bırakması etkisini arttıracaktır diye düşünüyor insan. Müziğiyle, görüntüsüyle çocukların bile ilgisini çekiyor bazen.
SilBloğa hoş geldiniz. Teşekkür ederim.
İlk iki reklam hakkındaki duygu ve düşüncelerinize aynen katılmaktayım.
YanıtlaSilReklamlar önemli bir konu. Ne yazık ki günümüzde hepsinin -bir şekilde- müşteriyi aldatmaya yönelik olduğunu düşünüyorum.
Ortak noktalarda buluşmak güzel.
SilHedef kitleyi ikna ederek, inandırarak , belki biraz da aldatarak ürünü satmayı amaçlıyorlar. Ama işi dürüstçe yapan daha kalıcı oluyor.
Selamlar.
fotodakine maşallah maşallah :)
YanıtlaSilSanırım son fotoğrafı söylüyorsun, teşekkürler. Kızımın kızı.
SilSelam-sevgiler.
Bir de 'reklamın iyisi kötüsü olmaz' diyerek..özellikle abartılı ve sansasyonel olaylarla kendilerini cüretkarca reklam malzemesi yaparak şöhret olmayı seçenler de vardır. Reklamlar bir illizyondur özünde!. biz insanların en büyük zaaflarından biri de bu illizyona göz göre göre kapılmasıdır, bu ise üzerinde araştırmayı gerektiren önemli bir konudur.
YanıtlaSilBen de bu sevimli şirineye maşallah diyorum :)))
Doğru, amaç nasıl olursa olsun her durumda kendinden söz ettirmek oluyor.
Silİnsanların bilinçaltını etkilemeye çalışan ne çok reklam var. Reklamlarda hep güzel insanlar rol alır, görkemli yerler kullanılır. Manzara, görüntü caziptir. Kadınlar ve çocuklar ön plandadır.
Bir dönem çeşitli kurumlarda üst düzeydeki işlerinden çıkartılmış yetenekli insanlar reklamcılık sektörünü seçtiler. O yıllarda çok yaratıcı reklamlar üretildi.
Bazı reklamlar üniversitelerde tez konusu olabiliyor.
Çok teşekkürler, kızımın kızı, torunum.
İyi bir hafta sonu diliyorum.
Selam-sevgiler.
Reklamlar topluma ulaşmanın en etkili yolu torunun çok şeker maşallah şansı bol olsun.
YanıtlaSilHaklısın. Ürünler konusunda hedef kitleyi iyi belirleyen, tüketiciyi iyi tanıyan reklamlar daha başarılı oluyor.
SilTeşekkür ederim. İyilerle karşılaşsınlar, diliyorum.
Aslında yakınlarımın fotoğraflarını çok nadir koyuyorum.
Sevgiler.
Ah bu reklamlar... :)
YanıtlaSilİnsanların hayatını yönetiyorlar. Çok etkileyici olanları olduğu gibi çok zayıf olanları da var...
SilAnnesini arayıp sobayı nasıl yakacagini sorması çok içten ve güzeldi gerçekten.
YanıtlaSilİnsanın içini ısıtan bir davranıştı. Çocukların gülümsemesi çok anlamlıydı. Çocuklar da çok doğaldı.
SilSelamlar.