Bu Blogda Ara

Ekim 29, 2019

BİR DÖNEM - CUMHURİYET...


Bazı özel günler insanı düşündürür. Geçmişi, şimdiyi kıyaslar, fikir yürütürsünüz. Cumhuriyetin getirdiği yenilikler, kazandırdıkları bitmez tükenmez anıları içerir. O zor yıllarda ve sonrasında yaşanan  anılar, izlenimler, yaşamdan kesitler nasıl da değerlidir. Bazen hüzünle, kaygıyla, bazen  coşkuyla, övgüyle, gururla, coşkuyla anılır.


Cumhuriyetten sonraki ilk kuşaklar yokluğu, insanın değerini, vefayı, fedakarlığı bilen kuşaklardı. Onlar güzel değerleri sonraki kuşaklara sağlıkla aktardılar. Değerleri özenle yaşattılar. Araya yıllar girdikçe belki unutkanlıklar da çoğaldı. İlk kuşaklar, Cumhuriyet öncesi savaş yıllarına tanık olmasalar bile yakınlarından, büyüklerinden zor yılları olumsuzlukları dinlemişlerdir. İsrafın, haksızlığın , kötülüğün zararlarını biliyorlardır.

                               
                             Müzeyyen Gültekin ve kızı Makbule

Babam 2 yıl askerlik yaptıktan bir süre sonra evlenmiş ama evliliğinin 3. gününde muvazzaf asker olarak tekrar askere çağırılmış. Tabii o yıllarda bedelli askerlik veya çürük raporu almak yok. Olsa bile vatan sevgisi ağır basınca almaya istekli olan da yok. 

Zamanında dinlenen her öykü, küçük tamamlamalarla bütünü daha anlamlı kılıyor. Annem, Adana İsmet Paşa Kız Enstitüsünde öğrencilerine tasarruf amacıyla çuvaldan elbiseler diktirerek defileler düzenlediğini anlatırdı. Yoksul öğrencilere yapılan yardımları, birkaç öğretmen dışında hiç kimse bilmezmiş.

Cumhuriyetin ilanından 20-25 yıl sonra da tasarruf politikaları devam ediyor. Cumhuriyetten 30 yıl sonra okullarda ev-iş derslerinde yama yapma, sökük dikme, ilik açma öğretilirdi. Bizler ilkokulda o yıllara tanık olduk. Yoksulluk ayıp değildi. Pislik, israf, yalancılık, hile, ayrım yapmak ayıptı.

Bizler kurşun kalemimiz sonuna gelse bile ucuna bir de uzatıcı geçiren çocuklardık. Ekmek yere düşmüşse nimettir denir, 3 kere başa götürülerek öpülürdü. Bayat ekmekler harcanmaz, lezzetli bir çorba yapılırdı. O yıllardan bu yana yıllar geçti, kaç kuşak değişti? Giderek azaldı bir şeyler. Değerler nasıl bu kadar tepetaklak oldu? Neyi, nasıl düzelteceğiz? Yılların açtığı arayı nasıl kapatacağız?

Makbule ABALI-Eğitimci 
20. 10. 2019 
Fotoğraf: Müzeyyen Gültekin ve kızı Makbule




6 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. İçten dileğimizdir; Sağlıklı ve zeki çocuklarla, gençlerle bağımsızlık ve özgürlük yolunda zorlukları aşarak ilerleyelim.
      Nice Bayramları huzurla, umutla kutlayalım.

      Sil
  2. Haklısınız, eskiyi özlüyor insan. Çocukluk yıllarım aynı sizin anlattığınız gibiydi. Elimizdekinin kıymetini bilirdik.
    Savaş yıllarının sıkıntıları kaldı akıllarda, savaş hali unutulsa da. O zor yılların başarılı mimarları kötülendi, büyük haksızlıklara uğradı. Oysa toplu iğne üretemeyen bir toplumdan fabrikalar kuran, kendine yetmesini bilen bir ulus yaratıldı. Her zaman söylerim, Atatürk bir on yıl daha sağlığı bozulmadan yaşasaydı keşke.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son cümleniz sanırım pek çoğumuzun içten dileğidir. Keşke...
      Savaştan çıkmış bir ülkede onca fabrika mucize gibi kurulmuş, işletilmiş. Sümerbank, benim unutamadıklarımdandır.Ne çok şeyi sattık, yok ettik, kapılarını kapattık. İsrafı benimseyen, paylaşmaktan hoşlanmayan bencil insanlar ülkesi olduk.
      Katkınıza teşekkür ederim.

      Sil
  3. ne güzel anılar yaa. neyse ki atatürk sağlam işler yaptıı, kötüye gitsek de çok bozamıyolar valla neyse kiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki yaşayan, yaşatılan anılar var. Çok haklısın, Atatürk çok sağlam işler yaptı. Unutulmayacak, unutturamayacaklar.
      Sevgiyle.

      Sil