Dün bir güzel düş gördüm;
Sarı bir kelebek,
Çiçekten çiçeğe uçuyordu
İncecik kanatlarıyla;
Narin, nazik, naif
Tıpkı bazı insanlar gibi kırılgan
Doğada bir renk, bir parıltı,
Zarif hareketlerle,
Tutmak istemedim
Kısacık ömründe,
İncitmek, kırmak, ürkütmek,
Kıyamadım, yakalamadım
Uçurdum özgürlüğe,
Uçurdum uzak diyarlara...
Makbule ABALI
Görsel; İnternetten
eveet zaten kelebekler özgürdür ki :)
YanıtlaSilOnları yakalamak isteyen, hatta kitap arasında saklamak isteyen öyle çok insan vardır ki sevgili Deeptone .Kanatları zedelenirse tutsak kelebek olur.
SilSevgiyle.
Merhabalar.
YanıtlaSilŞiiriniz bana Erdoğan Yılmaz'ın "Kelebeğin Rüyası" isimli filmini hatırlattı. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Adı üzerinde kelebek; elinizi bile değdiğinizde hemen kanatları zarar görür. Kelebeker de pervaneler gibi hep ışığa doğru uçarlar. Bir fark var aralarında; pervane ölümüne koşar ışığa, ama normal kelebekler öyle değildir. Onlar daha çok özgürce çiçekler üzerinde kanat çırpmaktan hoşlanırlar. Özgürlük gibi var mıdır? Ekmek gibi, su gibidir. Teneffüs ettiğimiz hava gibidir.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar,
SilO filmi ben de çok severek izlemiştim. Kuşları ve kelebekleri çok severim. Çok güzel bir benzerlik düşünmüşsünüz. Yaylada çok kelebek vardır. Ama incitmekten korkarım. O narin kanatlarına zarar vermekten korkarım. Her canlı özgürlüğü özler.
Katkınıza teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba, yazınızla ilgili değil ama sizin görmeniz için yazıyorum bu yorumu... Konuşmuştuk zaten yine. :) Kitapları sevdiğinizi biliyorum, benim de yeni kitabım yayımlandı, blog'umdaki en son yazımda linkini bıraktım. Polisiye ve romantizm. Bir kış romanı. Okursanız uzun uzun detaylı kitap eleştirinizi mutlaka beklerim blog'unuzda. Çok sevgiler! :)
YanıtlaSilİnanın hep aklımda. İnstagramda da görmüştüm. Maviye iz süren Arkadaşımızın da kitabı var. Kitap yazan arkadaşlarımızın kitaplarını mutlaka okuyup eleştiri yazmamız gerektiğine inanıyorum. Emeğe saygı bunu düşündürmeli.
Silİlk fırsatta okuyacağım.
Esenlikler diliyorum.