Bu Blogda Ara

5 Eki 2010

Yarınlarda var olabilmek...

Hayat akıp giderken geriye dönüp baktığımızda, ne çok şeyi unuttuğumuzun farkına varıyoruz. İnsan, doğası gereği kendisini mutsuz eden şeyleri pek hatırlamak istemiyor; belki bir savunma mekanizması, belki bir kaçış, belki de yaşamı daha kaygısız, daha rahat geçirme çabası... 

Hatırlamalar-unutmalar kişiye göre değişse de, toplumsal hafızaya kaydedilmesi-unutulmaması gereken ne çok olay, insan ya da değer var. Çocukluktan beri pek çok gereksiz bilgiyi, olayı, belleklerimize depoladığımız için mi çabuk unutuyoruz acaba? Zamanında kaç uzak ülkenin nüfusunu, yüzölçümünü, tüm madenlerini, en ayrıntılı şekilde savaşlarını bile öğrendik. Oysa onlar değil haritada yerimizi göstermek, varlığımızdan bile habersizdiler.

Belki o yüzden kendi değerlerimizi, insanımızı unuttuk.; Her "depremle" daha çok sallandık, yaraları sarmak yerine acıya tuz bastık. Maçlarda oyunlarda bile ortak sevinçler yaşayabilirken, bizim gibi düşünmeyeni-komşumuzu, yakınımızı, eski dostumuzu, arkadaşımızı-saf dışı ettik... Acaba o yüzden mi eskiden hiç kutlamadığımız, anmadığımız nice gün girdi hayatımıza; sevgililer günü olmasa insanlar birbirini hiç sevmez miydi, dedeler günü olmasaydı, çocuklar dedelerini aramaz mıydı...? 

Her şeyi genelleştirirken özel değerlerimizi, insani özelliklerimizi yitirdik belki de. İçten olmayan göstermelik kutlamalar, zoraki alışverişler, yapay davranışlar hangi özel günü "özel" kılabilir...? Ancak her konuda; daha iyiye ulaşabilme çabaları, daha güzel umutlar, sorunlara yönelik çözümler, "özel insanların" çoğalmasına katkıda bulunabilir. 

"Özel günler" özellikle; dünyanın karmaşasında yitirdiğimiz değerleri, unuttuklarımızı, unutturulanları, insanca duyguları, yeniden anmaya, hatırlamaya yol açması açısından güzel. Ancak keşke bir gün anıp ya da kutlayıp sonra günlerce-yıllarca unutmasak; genel konuları, özel insanları, insani değerleri..."Gündem dışı" sayıp  geride bıraktığımız her şey, bir kördüğüm gibi yeniden bizi çözümsüz sorunlara, çıkmaz sokaklara sürüklüyor.

Bugün "Dünya Öğretmenler Günü"... Eğitime emek veren insanlar için, öğretmenler için, "özel bir gün"... Yalnız bir gün değil, her gün, yıllarca, "eğitim" adına güzel şeyler olsun istiyor insan; kendini-çevresini, dünü- bugünü sağlıklı değerlendirip-eleştirebilen, çağdaş-bilimsel düşünebilen gençler yetişsin, yetiştirilsin umuduyla yarınları düşünmek istiyor... 

Her özel gün; sizin için, bizim için, hepimiz için "özel, değerli  ve kalıcı" olsun. Hayata anlam katsın...

Makbule ABALI 

  


2 yorum:

  1. DUYURU
    Bloglardan Seçmeler 24 Kasın 2010 günü ÖĞRETMENLER GÜNÜ özel sayısı olarak yayınlanacaktır.

    Katkı sağlamak isteyenler, öğretmenlerimizle ilgili her türlü yazı ya da başka çalışmalarını
    29 Ekim 2010 gününe kadar Bloglardan Seçmeler'e gönderebilirler.

    İlgi göstereceğinizi umuyorum.

    Sevgi ve saygılarımla

    Sabahattin Gencal

    YanıtlaSil
  2. Bir bütün içinde anlamlı çoksesliliğin yararlı olacağına yürekten inananlardanım. Güçlüklerine rağmen güzel bir çabanın içindesiniz. Gençlere; belki bir zaman diliminde yararlanabilecekleri küçük mesajlar iletilebilirse; "paylaşmak" adına hepimiz mutlu oluruz... Saygılar.

    YanıtlaSil