Bu Blogda Ara

27 Tem 2016

TOROSLAR'IN ZİRVESİNDE BİR YAYLA : ARSLANKÖY...



Gölgede 40 dereceyi bulan sıcaklarla hiç karşılaştınız mı? Belki abartıldığı sanılır ama doğrudur, asfaltın eridiğine tanık oldunuz mu? Ya da asfaltta yumurta pişirildiğine. Çukurova'nın meşhur sıcakları başlayınca her yer adeta cayır cayır yanar. Yaşar Kemal Usta'nın meşhur "sarı sıcak"ı budur işte... 

Yaylalar çoğu yöre için aşırı sıcaklardan bir kaçış ve kurtuluş yeridir. "Mavi bayraklı plajlar" kente yaklaşık bir saat uzaklıkta olsa da, yaylalar da o mesafededir. Bu bir tercih meselesidir. Gençler daha çok denizi tercih ederler. Belli bir yaş üstündekiler için yayla bir huzur yeridir; Çam kokuları, kuş sesleri, temiz hava, berrak sular, taze sebze-meyve, kaynağından günlük süt, tereyağı, peynir...

Güzel bir yaylada beldenin nüfusu kışın 5.000 ise, yazın 20.000'i bulur. Zorlu kış koşulları ve çocuklarının öğrenim durumları, belde halkını kente göçe zorlasa da kışın da yörede kalanlar olur. Suların donduğu, çatıların zarar gördüğü zamanlar çok olur. Sular donunca bazen su boruları patlayabilir. Yaylada iş çoktur, yorucudur, zaman alır. Ama zevklidir, sonuç alırsınız. 

Sürekli yaylalarda kalan insanlar için yaz, dinlenme değil, çalışma zamanıdır; ilaçlama yapılır, gübre eklenir,  sulama yapılır, meyve-sebze toplanır, satışa sunulur. Geçici yaylacılar için hayat biraz daha kolaydır tabii. Ama kurutulacak meyveler, sebzeler vardır. Meyve-sebze uygun koşullarda saklanacaktır. Salamura peynir veya reçel yapılacaktır. Ev ve bahçe düzeninin sağlanması çok kolay değildir. 


Hafta sonları sıcaktan kaçan kentliler yaylalara akın ederler. Piknik yerleri, su başları, yollar insanla dolar, taşar. Pazar günleri renkli bir yayla pazarı kurulur. Sebze-meyve, giysi, mutfak eşyası, gıda maddeleri gibi çok çeşitli şeyler satılır. Beldede 2 okul, 1 sağlık ocağı, 1 cami, 3 fırın, 2 kahve var. Geçen yıl Internet cafe bile vardı. Yüksek tepelerden birinde yamaç paraşütü atlama yeri yapılmış. Yurt dışından konuklar geldiğinde bir düzenleme ile atlayış yapabiliyorlar. 

Beldede okuma-yazma oranı çok yüksek. Bugün çeşitli yerlerde önemli konumlarda olan pek çok Arslanköylü profesör, doktor, yazar, eğitimci var. Yeni kuşak eski kuşaklardan çok daha ilerde. Teknolojiyi rahatlıkla kullanıyorlar. 
Uluslararası ödüller almış bir "Kadınlar Tiyatrosu" var. 

Belde deniz seviyesinden 1500 m. yükseklikte. Yazın bile dağların zirvesinde kar bulunuyor. Yeniden düzenlenen yollar eski keskin virajlarından kurtulmuş. Birkaç yıldır pek çok evde güneş enerjisinden sıcak su elde ediliyor. Beldenin girişinde güneşten elektrik elde etmek için büyük çapta paneller düzenlenmiş. Bahçelerde çoğunlukla "damlama" teşkilatı kurulmuş. Bahçeler bahçe havuzu ve damlama ile sulanıyor. Bu yıl meyveler çok verimli. Kiraz meyve verdi. Vişne, erik, şeftali,elma ve cevizlerin olgunlaşması bekleniyor. 

Ama ne yazık, ülkemizin her yerinde olduğu gibi üretici mutsuz. Malı satın alan tüccar acımasız. Harika kirazların kilosu 1-4 TL arasında satılıyor. Sırada vişne var. Vişneler reçel ya da şurup olmayı sabırla bekliyorlar. Ceviz ağaçlarında bu sene bol ceviz var. Sincaplar tadına baktılar bile. 

Doğa her şeyi yerine, ortamına göre sunuyor. Taşların arasından bile boy gösteren bazı bitkileri burada sıkça görüyorsunuz. Katran, ladin ağaçları yüksek yerlerde sıkça görülüyor. Soğuk algınlığına iyi gelen hatmi çiçekleri her yerde boy vermiş. Her derde deva kekik, dağların eteklerinde süzülüyor. Bir gölet yapılmış, sanki iklimi daha ılıman hale getirmiş. "Yaylada balık" insanı şaşırtsa da beldenin biraz dışında iki balık lokantası var. 

Yer hareketlerini, dünyanın binlerce yıl önceki değişimini dağların çevresinde görmek mümkün. Bir zamanlar var olan sular çekilince geriye kalan deniz kabuklarına hala rastlamak mümkün. Dünyanın her hali insanı şaşırtıyor, düşündürüyor. Torosların zirvesinde bir yanda kar öte yanda deniz kabukları...


49 yorum:

  1. Bayıldım... Keşke ışınlama denilen şey çoktan icat olmuş olsaydı :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğa aslında her şeyi en güzel şekilde sunuyor. Koruyabildiğimiz sürece o güzellikler devam ediyor.
      Selam-sevgiler.

      Sil
  2. Muhteşem yerler, çok şanslısın Makbule'ciğim, biz burada kirazın kilosunu ilk çıktığında ki, bizim mütevazi, orta hatta düşük gelirlilerin olduğu bir mahalle, 10 liradan aşağı görmedik, şimdi belki ucuzlamıştır. Lüks semtlerde 20 liraydı kiraz....
    Yazık üreticiye:( desem ki o üreticiye sosyalizmde böyle değil kahrolsun sosyalizm derler:))))e kapitalist acımasız sistemle de böyle ezilirler işte....:(

    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben gene de yörenin tüm güzelliklerini yansıtamadım sevgili Müjde. Ziraatçılarla işbirliği yaparak çok güzel ürünler yetiştiriyorlar. Yurt dışına ihraç yapılıyor. Ama ellerine geçen para masraflarını karşılamıyor. O güzelim ürünler çok düşük fiyatlarla satılıyor.
      Selam-sevgiler.

      Sil
  3. Ne güzel bir paylaşım. İnsan gitmiş kadar oluyor. Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve ne güzel bir yorum. Çok teşekkür ederim.
      Esenlikler dilerim.

      Sil
  4. Gitmiş kadar oldum Arslanköy'e...Bayıldım.. O fiyatlara üreticinin mutsuz olması çok doğal. İstanbul'da kirazın kilosunu bi dünya paraya alıyoruz. Bu işin kaymağını kimler yiyor acaba. Yazık:( Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğallığını koruyan bir yayladır.Geçmişin zor koşullarında dahi ünlü yazarlar, şairler, sanatçılar yetiştirmiştir. Ne yazık üretici hiçbir zaman umduğunu bulamıyor. Araya giren ne çok insan var.
      Sevgiler...

      Sil
  5. Bizimde yaylada evimiz var, amanos dağlarında bağrıaçık yaylası.
    o kirazlarla çekirdeğini çıkarmadan reçel yapmanızı tavsiye ederim çok güzel oluyor o zaman gerçi bu şekilde de çekirdeksiz daha iyi olur ama siz bir deneyin :) bu arada mezda ağaçları çok güzelmiş resimlerin hepsi çok güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amanos Dağları da bir başka güzeldir.
      Bu yörede faydalı diye kirazı çekirdeğiyle bile yiyen var. Kirazı kurutmak da güzel oluyor. Şekerden, reçelden artık olabildiğinće uzak durmaya çalışıyoruz.
      Çok görkemli ağaçlar var. Yıllardır varlıklarını sürdürüyorlar.
      Çok teşekkür ederim.

      Sil
  6. Çok güzel yerler...Fotoğraflara ayrı özenle baktım...O sarı sıcağı Adana gelini olana kadar pek bilmezdim...Gerçekten çok zor o sıcaklarda yaşamak..Eşimin ailesininde var Osmaniye'nin Bağdaş yaylasında ama içinde ev olmadığı için sadece günü birlik gidebiliyoruz...Ama sizin fotolar kadar güzel...O akşam üzeri inen sisler sanki insanı alplerde yaşayan heidi gibi hissettiriyor :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çektiğim fotoğraflardan pek çoğunu koyamadım. İnsan elinin zarar vermediği yerlerde doğa tüm güzelliğini korumuş. Lise bitinceye kadar Adana'da idim. Eşim Mersin'li. Adana gelini olmanıza sevindim.
      Ne güzel tanımlamışsınız. Dağların sisli görünümü harikadır gerçekten.
      Sevgiler...

      Sil
    2. Çektiğim fotoğraflardan pek çoğunu koyamadım. İnsan elinin zarar vermediği yerlerde doğa tüm güzelliğini korumuş. Lise bitinceye kadar Adana'da idim. Eşim Mersin'li. Adana gelini olmanıza sevindim.
      Ne güzel tanımlamışsınız. Dağların sisli görünümü harikadır gerçekten.
      Sevgiler...

      Sil
  7. Ne de iyi geldi paylaşımınızı görmek..
    Görüntülere bakarken yaşamış kadar oluyor insan ve yazdıklarınız eşliğinde.
    Doğa ile başbaşa olmak ve soluyabilmek o atmosferi..
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun zamandır yazıyorum sevgili Elsa. Yeniden dönmek bana da iyi geldi. Doğanın sunduğu çok farklı güzellikler var. Gerçekten harika. İçinde olmak lazım.
      Sevgiler...

      Sil
    2. Merhabalar,
      Umarım iyisinizdir selam vermek istedim yeni bir paylaşımınız var da ben mi görmedim diye düşündüm umarım bir daha ki geldiğimde paylaşımınız olur çünkü çok özledim :) Yazılarınızı okuyunca çok iyi geliyor bana tekrardan belirtmek istedim.
      Sevgiyle ve dostça..

      Sil
    3. Özlenmek, aranmak bana da ilaç gibi geldi sevgili Elsa.Yayla yazısının devamını birkaç gün içinde yayınlayacağım. Hepimiz zaman zaman bir duraklama dönemi geçiriyoruz. Yazmayı ben de çok özledim.
      Selam-sevgiler...

      Sil
    4. Özlenmek, aranmak bana da ilaç gibi geldi sevgili Elsa.Yayla yazısının devamını birkaç gün içinde yayınlayacağım. Hepimiz zaman zaman bir duraklama dönemi geçiriyoruz. Yazmayı ben de çok özledim.
      Selam-sevgiler...

      Sil
    5. bir arslanköylü yörük olarak hepinize selamlar <3

      Sil
  8. OOOhhh..!Toroslardan bu esinti çok iyi geldi.
    Teşekkürler, Ankara çok sıcak.

    Ailece bir Silifke yolculuğunda tanıdım Torosları,çocukluğumdan kalma,uçurumlu yol korkum yüzünden tadını çıkaramadığım manzaralar,aklım kaldı oralarda.
    Ümmiye KOÇAK ve sizin gibi kadınların memleketi de böyle
    gökyüzüne yakın özğür-ruhlar barındırır yakışır.

    Sebze-meyve-bitki örtüsü dilerim bir gün layık olduğu ilgiyi gerçekten görür,kıymeti bilinir.

    O güzel köşedeki anne dikiş makinesi,ve anıların tazeliğindeki fotoğraflar,kitaplarda yanınız da huzurla dinlenmekteler.

    Ne mutlu size ve bize paylaşıp-anlaşılmak adına.

    Çukurovasının kokusu ile eskimeyen,(Yaşar kemal) edasında sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mersin-Silifke yolu daha virajlıdır. Şimdi yollar eskisinden biraz daha iyi.
      Ümmiye Koçak gerçekten kendini çok aşmış bir kadın.Arslanköy eşimin memleketi, çok zeki, uzak görüşlü insanlar var.
      Üreticiyi mutlu görmek biz tüketicileri de mutlu edecek.
      Detayları ne güzel farketmişsiniz.
      Bu paylaşımlarla ben de çok mutlu oluyorum.
      Çukurova insanlarının gönülden selam ve sevgilerimi iletiyorum.

      Sil
  9. Ben böyle bir yaylada yaşamak çok isterim işi çok olsa da sanki bana huzuru daha fazla geliyor bilmem yanılıyormuyum? Resimler ve anlatımlar dışında hiç yayla görmedim ama bana hep cazip gelmiştir yayla yaşamı. Emeğinize sağlık çok güzel bir paylaşım olmuş. Dönüp dönüp bakacağım.
    Sevgi ve selamlar olsun ARSLAN KÖY YAYLASI'na.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki bir gün misafirimiz olursunuz. Bu yazıda ev yaşantımızdan pek söz etmedim. Başka bir yazıda evlerden de söz ederim. Yayla ortamını çok seviyorum. Haklısınız insana huzur veriyor.
      Gönülden selam ve sevgiler. Ah bir kucak çam esintisi de gönderebilseydim...

      Sil
    2. Davetiniz için çok teşekkür ederim çok naziksiniz. O çam esintisini yürekten hissttim. Sevgilerimle.

      Sil
    3. İçimden gelerek söyledim. Ben de çok teşekkür ediyorum.
      Sevgiyle...

      Sil
  10. Harika bir paylaşım olmuş Makbule Öğretmenim..Ağır gündemden biraz olsun sıyrılabilmek için, ben de blog paylaşımlarımın yanı-sıra elimde Arslanköy'ün çok değerli Yazarı Osman Şahin'in bir kitabını okumaktaydım. Yaşadığı 'muhteşem' coğrafyadan çok etkilenen Şahin'in o etkileyici tasvirleri, betimlemeleri ile köyün dokusunu öylesine net gözümde canlandırmıştım ki..şimdi bir de sizin bu post.unuz nasıl da güzel örtüştü ve ne iyi geldi ruhuma :)

    Yaylaları ben de çok seviyorum. Bizde de kayın-validemler yaz oldu mu, İstanbul'dan Erzincan-Kemah'a giderler bir müddet Kemah'ta...ve oradan da zirvedeki dağların hemen eteğinde kurulu olan yayla köyünde yazı geçirirler..geceleri serin mi serin, gündüzleri ise bunaltmayan bir sıcaklık ve esintili ferahlatan ortamda geçirirler yaz mevsimini. Tıpkı anlattığınız gibi mis gibi yaylanın endemik bitkilerden oluşan o toprak kokusu, dalında meyveleri, güldür güldür dağlardan akıp gelen buz gibi suları ile gerçekten muhteşemdir. Yazın çok sıcak olduğu dönemlerde ben de eskisine nazaran denizden ziyade, sanki yaylaların serinliğini daha çok sever oldum gibi :)) yaş 40 ı geçip 50 sine göz kırparken, bende de değişimler başladı sanırım :)) yine de dağ ayrı, deniz ayrı, orman ayrı güzel.. hepsinin yeri başka..yaş dönümlerimizin bile hepsinin yeri ayrı..gençlik başka güzel, olgunluk çağları bir başka!.

    Fotoğraflara bakınca ne çok şey anımsadım..en son 2 yıl önce gittiğim yayla köyünde meyveleri bu şekilde kurutulmak üzere komşularla birlikte hazırlamıştım...kekikler, kuşburnu, erikler, kimi kurutulmuş, kimi pekmez yapılmıştı. Kete hamurları vs..çok güzeldi.

    Sizin adınıza çok sevindim Makbule Öğretmenim. Yayla'daki süreçlerinizi ailenizle birlikte keyfinizce doyasıya yaşayın..Teşekkürler bu güzel paylaşım için. Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haziran sonlarına doğru yaylaya geldik.Eskiden izin süremizin yarısı denizde yarısı yaylada geçerdi. Deniz de çok güzel ama yayla daha farklı. Erzincan yaylalarının da çok güzel olduğu söylenir. Hatta şiirlere konu olmuştur.
      Sanırım daha önce de söz etmiştim. Osman Şahin eşimin ilkokuldan sınıf arkadaşı. Bu yaz gene buluştuk.
      Yayla yaşamına uyum sağlamak için çok çalışmak gerekiyor.
      İşbölümü gerçekten çok önemli.
      Yaylada olmaktan mutluyum. İnsana huzur veriyor.
      Dopdolu, güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Sağlıklı, güzel günler diliyorum.
      Toroslar'a yolunuz düşerse bekleriz.

      Sil
    2. @Makbule Abalı,
      Bu sene kısmetse yaz sonunda programımızda Doğu Karadeniz gezisi var. Yolumuz güneye düşerse inşallah.Zarif davetinize çok teşekkür ederim Makbule Öğretmenim. Size ve ailenize esenlikler dilerim..

      Sil
    3. Eşim ve ben sizleri ağırlamaktan mutluluk duyarız.Tam zamanı bilmek iyi olur tabii. Yolunuz açık olsun. Güzel postlarımızı merakla bekleyeceğim.
      Selam ve sevgilerimizle.

      Sil
    4. Tünaydın Makbule Öğretmenim,
      Zarif davetinize teşekkür etmek amacı ile bloğunuzda yanıt vermiştim.. Gerçekleştirebilirsek şayet, planlarımızda Doğu Karadeniz var sadece..İnşallah başka bir zaman.Esenlikle..

      Sil
    5. Sizin için uygun bir zamanda zevkle konuk etmek isteriz. Doğu Karadeniz postlarımızı merakla bekleyeceğim.
      İnşallah bir gün yazılarımızda güney yörelerimiz de yer alacak.
      Sevgiyle-dostça ..

      Sil
  11. okurken orada oldum sanki çok güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O hissi uyandırabildiysem ne güzel.
      Çok teşekkür ederim sevgili Bahar.
      Sevgiyle...

      Sil
  12. Resimlere bakarken içim açıldı o doğada olsam hiç ayrılmazdım eline sağlık harika yerler paylaşmıssın canım tam benlik .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlatmak istediklerim bir yayına sığmadı. Bıktırır mıyım diye ikinci yazmakta tereddüt ediyordum. Bu güzel yorumlar güç veriyor. Doğa adeta mutluluk saçıyor. Keşke misafir edebilseydim.
      Sevgiler...

      Sil
  13. Sevgili Makbule Öğretmenim; yazılarınızı özlemişim. Çok teşekkürler ilettiğiniz için.Ne kadar güzel anlatmışsınız, Aslanköy'ü her yönüyle. Elinize, yüreğinize sağlık. Yazınızı tamamlayan Fotoğraflarınız da harika, herzaman ki gibi. Aslanköy gerçekten farklı bir belde, farklı bir yayla. Verimli toprakları ve birçok yeniliğe öncülük eden aydın insanlarıyla. Sağlık, huzur ve mutluluk içinde bu güzellikleri bizler içinde yaşamanızı diliyorum. Sevgi ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Necla Öğretmenim, uzun bir aradan sonra güzel Yorumunuzu görmek bilseniz beni nasıl mutlu etti. Uzun yıllardır Mersin'de yaşamanız nedeniyle Arslanköyü de iyi tanıyorsunuz. Ziyaretiniz bizleri de ne kadar sevindirir.
      Anlamlı yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Sevgiyle-dostça...

      Sil
  14. gelecekte yaşamak istediğim yeri tarif etmişsin.
    oğlum bi kendi ayakları üzerinde dursun, arsa bakmaya geleceğim yakınlarına :)
    eline, gönlüne sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu doğa insana huzur veriyor gerçekten. Çevrede 100 yaşını aşan insanlar var.Bekleriz tabii. Çevremizde yeni dostlar olur.
      Sevgiyle...

      Sil
  15. Bizim de bazen yolumuz yaylalara düşer, özellikle eşimin akrabalarının evlerine gideriz. Temmuzun bu sarı sıcak günlerinde bir nebze serinleme-me neden oldunuz, bu kapsamlı yazı ve görseller için teşekkür ederim.
    Esenlik ve erdemle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güneyin Kavurucu sıcaklarında yaylalar cankurtaran gibi gerçekten.Yaşam biraz zor olsa da doğa huzur veriyor.
      Yorumunuza teşekkür ederim. Yolunuz bu taraflara düşerse eşinizle birlikte bekleriz.
      Esenlikler dilerim.

      Sil
    2. Eşim hafta ortası seyahate çıkıyor. Kısmet olursa ileride... nazik davetinize çok teşekkür ederiz.

      Sil
  16. Makbule hanımcığım inanın şu an orada olmayı o kadar çok istedim ki .... Vişne dendi mi zaten bende akan sular durur ...
    Yaylada hiç kalmadım ama gerçekten de isterim ... Nasıl da güzel anlatmışsınız ... Her detay var ve gel gel diyor ....
    Emeğinize ve kaleminize sağlık
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  17. Yaylayı Gerçekten seviyorum. İçimden gelerek yazdım. Böyle etkilemesine de mutlu oldum. Eşim Arslanköy kökenli. Çocukluğunun geçtiği yerlerde olmakla o da çok mutlu.
    Belki bir gün yolunuz bu taraflara düşer. Ne güzel olur.
    Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  18. Merhaba güzel öğretmenim.
    Yıllık izinde oluşum ve şu aralar ruhsal olarak yorgun hissettiğimden buralarda değildim. Özlemişim yazılarınızı.
    Adana-Ceyhanlı bir ailenin çocuğu olarak sık olmasa da memleketimize geliyoruz. Özellikle oralara otobüsle gelmeyi, Toros dağlarının arasından geçerken o eşsiz manzarayı hafızama nakşetmeyi çok ama çok seviyorum. Efsanelere yer etmiş Toros dağları, Gülek Boğazı, Torosun o güzel yaylaları ve Mersin de dahil o yörelerde yetişen kaktüs inciri ki bizimkiler ona hindi inciri der hepsi gözümde canlandı. Özlemişim...
    Güzel anlatımınızla oraların kokusunu aldım sanki. Yaşattığınız bu güzel yolculuk için sonsuz teşekkürler. Lütfen oraları anlatmaya, fotoğraflar paylaşmaya devam edin güzel öğretmenim. Çünkü paylaştıklarınız benim gibi doğaya, doğallığa ve o yörelere karşı özlem duyanlar için çok değerli.

    Kucak dolusu sevgi ve selam ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili Sade. Ben de yorumlarını özlemişim. Çukurova yöresinden oluşuna çok memnun oldum. Yakın bir dost gibi hissetmekte haklıymışım demek ki.
      Toroslar bir efsane gerçekten.içinde ne çok şey barındırır.Türkülere, destanlara, masallara konu olmuş.
      Bıktırmadan anlatmayı sürdüreceğim.Doğayı ben de çok seviyorum.
      Güzel yorumuna çok teşekkür ederim.
      İçten selam-sevgiler...

      Sil
  19. Çocukken amca çocuklaruma özenip hoşuma da giderek çiçekli basmadan şalvar diktirip köy bakkalından da yeşil naylon ayakkabı aldırdığımı hatırlıyorum.. Güzel günlerdi ama bir çocuk olarak yine de bir süre sonra yayla sıkıcı gelneye başlardı heleki birkaç ay kalınıyorsa.. Ama şimdi o günleri özlemle anıyorum.. Burnumda yağmur sonrası toprak kokusuyla.. Çok güzel bir yazı olmuş kendimi orada hissettim. Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bulunduğu yere uyum sağlamak, çevredekiler gibi giyinmek, davranmak... Çocuklukta hep öyle olsun ister insan sevgili Sibel. Çocukluktan gençliğe geçiş döneminde daha hareketli bir yaşamı arzuluyor insan. Sahillerde olmak gibi.Sonra gene geçmiş özleniyor.
      Yedigöz suyu hala içenlere şifa dağıtmaya devam ediyor. Ama artık azaldı. Sizler en güçlü aktığı dönemlerde yararlandınız.
      Yağmurdan sonraki toprak kokusu hala en keskin haliyle devam ediyor. Önümüzdeki tatillerde yayla havasını hep birlikte soluyalım.
      Gönül dolusu sevgiler...

      Sil