Bu Blogda Ara

6 Eyl 2024

İYİ GÜNDE - KÖTÜ GÜNDE... ROMANTİZM- (BCP-Ağustos-2024 )


Dilimizde; evlenmeyle, evlilikle ilgili ne çok sözcük, ne çok deyim üretilmiştir. İnsanımızın yaratıcılığı, kıvrak zekası, bu deyişlerde anlam kazanır. "pembe panjurlu ev" eski Türk filmlerinde, romanlarda mutlu bir yuvanın simgesiydi. Günümüzde arsalar öylesine azaldı ki, tek katlı evlerin yerine kocaman apartmanlar dikiliyor artık. Pembe romantizmi simgeliyordu, artık realizm zamanı. "Bacanız hep tütsün" güzel bir dilekti. Artık bacalar da azaldı. Tekli bacalar ancak şömineli evlerde tütüyor.

"İyi günde-kötü günde"  diye başlayarak ne güzel dilekler dilenir. Siz de hatırlar mısınız, halâ her yörede söylenir mi, bilmiyorum; "Bir yastıkta kocayın" deyişi vardır. Bir ömrü birlikte geçirmek, beraberce yaşlanmak, uzun yıllar birlikte olmak anlamında bir dilekti aslında söylenmek istenen. Artık yastıklar da küçüldü, ikiye bölündü. Aslında amaç; uzun, zorlu bir yolu birlikte yürüyebilmek, yol arkadaşlığı, kader arkadaşlığı yapabilmek...

Kadın ve erkek beraberce bu uzun yola çıkarken, nikah memurunun duruma uygun konuşması nasıl da anlamlıdır. Bazısı da hiç konuşmaz, sadece işlemi tamamlar. "İyi günde, kötü günde, sağlıkta, hastalıkta birbirinizi koruyup kollayacağınıza...." Nikah defterine heyecanla atılan iki imza ve beraberliği belgeleyen bir başka küçük defter. Evlenme cüzdanı. Canlı ve cansız ikişer tanık... Her şey bir imzayla ve bir sözcükle başlıyor. Bu ilişkiyi onaylayan bir sözcük; "Evet" 

Oysa günümüzde evet' lerin ardından hayır' lar da çoğaldı. Evetle hayır arasında çok uzun bir zaman da yaşanmıyor. Bir anda noktalanıyor her şey. Başlangıçta gösterilen özen, sonuçta yerini daha farklı davranışlara, kabalığa, hoyratlığa bırakıyor. Televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında içimiz ürpererek farklı ayrılık hikayeleri izliyoruz, okuyoruz. Çocuklar "evcilik oyunlarında" ev halini ne güzel, ne gerçekçi yansıtırlar. Oyunlar gerçeğin bir yansıması değil midir? 

Hayat öylesine kısa ki. Her şey birdenbire olup bitiveriyor. "Sevmek seni bir ömür boyu..." derken, "Ayrılmak bir dakika" oluveriyor. "Beyaz atlı prens" kişiye göre değişebilir elbette. Mutluluk ve mutsuzluk da değişik zaman ve durumlarda kişilere göre farklı yorumlar kazanmaz mı? Mutsuz giden bir evliliği sürdürmek de insanın hayatını zindana çevirebilir. Goethe evlilik konusundaki düşüncesini şöyle açıklıyor: "İster kral, ister bir fakir olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzuru olandır."

Birken çift olabilmek, bir aile oluşturmak, bu beraberliği yıllar boyu sürdürebilmek... nasıl da güzel, anlamlıdır. Birbirine uyum sağlamak, karşılıklı özveride bulunabilmek, evi "yuva" haline getirebilmek, eve dönmeyi, eşine kavuşmayı özlemek. Güne küçük sürprizlerle başlamak, hayata anlam katabilmek... Bunun gerçek değerini yaş ilerledikçe daha iyi anlıyor insan. Hayatı paylaşmak için "iyi bir dost" önem kazanıyor. İnsanın başını omuzuna dayayabileceği güvendiği bir eşinin olması, hayatın da güvencesi değil midir? 

İyi günde; Eşinin sevdiği yemekleri yapıp, sofrayı onun sevdiği bir demet çiçekle renklendirebilmek, onun beğenilerine de saygı gösterebilmek, küçük sürprizler hazırlamak, bazen duygularını küçük notlarla yazılı olarak ifade etmek, mimiklerinden, ses tonundan, davranışlarından az çok ruh halini anlayabilmek... 

Kötü günde; Hastalığını önemseyerek yanında olabilmek, sıkıntısını, sorununu paylaşabilmek, ilgisini esirgememek, zor günleri bir güzel sözle, uygun bir davranışla çekilir hale getirmek... Karşılıklı olarak iyi günde- kötü günde küçük fedakarlıklarla beraberliği sürdürebilmek: Evliliğin çatısı da, temeli de ancak böyle korunacaktır herhalde. 

Toplumda sık sık çocuklar, gençler ve yaşlılarla ilgili gruplarda bulunabilmeli insan. Bu gözlemlerle hayatı daha iyi yorumlayıp, daha iyi anlamlandırabiliyor. Farklı kuşaklar farkında olmadan bize hayatı anlatıyor, insanları daha rahat çözümlememize yardımcı oluyor. Sessiz anlatımlar; bir damla gözyaşı, bir el tutma, bir omuz omuza beraberlik, bir bakış bazen nice sözden daha etkili, daha kalıcı oluyor. İnsana hayatın sırlarını adeta ciltler dolusu kitabın içinden sergiliyor. 

Yüzyıllar öncesinden söylenmiş bazı sözler günümüzde de anlamını yitirmedi. Ünlü Filozof Sokrates  evlilik konusunda fikrini şöyle açıklıyor: "Ne pahasına olursa olsun evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz."
İnsanın insanı anlamaya çalışması, birlikte sağlanan sevgi ve saygıyı karşılıklı özverilerle sürdürebilmesi ile ortak hayat, bir ömür  boyu daha anlamlı hale gelebiliyor...

Makbule ABALI-  11.11.2013 

Kısa bir not: Bloglar arasında yıllardır devam eden Blogları Canlandırma Projesinin 2024 Ağustos Ayı konuları şöyle seçilmişti: Yapay Zekâ, Hayvan Hakları, Eğitim, Romantizm, Hukuk, Tıp, Webtoon. 
Ben,  günümüzde çok ihtiyaç duyulan "Romantizm" konusunu seçtim. Yazılar, tarihler, kurumlar değişse de İNSAN'ın özlemleri, umut ve beklentileri çok değişmiyor... M.A - 06.09.2024 






29 yorum:

  1. :) evlilik konusundaki düşüncelerim zamanla çok değişti. 25 yaşıma dek aslaaaaa derdim, sonra evlenip çocuklandım, 40’ımdan sonra yine bence evlilik kadına değil erkeğe yarayan bir statü diye düşünüyorum.. belki çocuklar uçunca yine farklı düşüncelerim olur. Evlilik sevgi kadar saygı işi de….

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yarın gerçekleştireceğiniz İstanbul Bloggerlar Toplantısının bir gün öncesi uzaklardan tüm arkadaşlara senin kanalınla bir ses iletmek istedim sevgili Ceren. Ülkemizin 3 büyük şehri İzmir Toplantısı katılanlarda güzel izler bıraktı. En büyük İstanbul olduğuna göre beklentimiz de yüksek.
      Yüzyıllar boyunca iyi tasarlanmış hayaller gerçeğe dönüşmedi mi? Elbet bir gün kuşlar gibi kanatlar takıp dilediği yere uçabilecek insanoğlu. Hezarfen Ahmed Çelebi ya da Superman olabilmek... Günümüzde henüz mümkün değil. Keşke olabilseydi !
      Tüm katılımcılara gönül dolusu sevgilerimi iletiyorum.
      Sağlıkla-mutlulukla.

      Sil
  2. ben en çok "bir yastıkta kocayın" dileğini seviyorum sanırım :) aklıma hep anneanne evindeki uzun, kenarlarından pembe-mavi satenler görünen, dantel işlemeli uzun yastıklar geliyor, çok romantik buluyorum bu deyişi :)
    iki kişinin bir evi/hayatı paylaşması çok zor ama bu zorluk aşılırsa da çok mutluluk verici gerçekten...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de öyle sevgili Şule. Nasıl da anlamlı gelirdi bu deyiş bana. Bembeyaz, el yapımı, kenarları fisto ya da ince nakışlarla işlenmiş lâvanta kokulu yastıklar... Düşünmek bile huzur verici. Zamanla her şey , " Birlik değil- teklik " anlayışına yenik düştü belki de.
      Zorluklar değil midir, mücadele gücümüzü pekiştiren...?
      Sevgiyle.

      Sil
  3. Çok güzel bir yazı Makbule Hanım. Keyifle okudum. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Güzel ya da can sıkıcı, doğru ya da yanlış, hoş ya da anlamsız." Her şey bizim bakış açımıza, değer yargılarımıza göre anlam kazanıyor, şekilleniyor sanırım sevgili Nurgül K.
      Çok teşekkür ederim.

      Sil
  4. Insanoğlu yalnız kalamıyor son tahlilde:) Saygı ve anlama çabası olmazsa evlilik yürümüyor, iki taraftan gelecek anlayış. Tek taraflı olunca biri diğerine katlanmış oluyor... Gençler bu yazıdan feyz almalılar bence:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yürekten katılıyorum değerli blog arkadaşım sevgili Narda.- Adından hep övgü ile söz edilen ama yüz yüze tanışma fırsatını yakalayamadığım güzel insan.
      Tek taraflı fedakârlık- hele uzun süre devam ederse- okyanusun ortasında boşa kürek sallamak gibi...
      Son satırdaki nazik ve naif cümleye gönül dolusu kalp emojisi iletmek isterdim. (Görsel anlatılar) desem olur mu...?
      Güzellik ve iyilikler daim olsun.

      Sil
  5. en ince en önemli ve üstüne her zaman konuşulacak konulardan biri eveet teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünce ve görüşleriyle, kitaplarıyla, çalışkanlığı ve yardımseverliği ile bloglarda yüksek sayıda izleyicisi olan "Derin" bir arkadaşımızın uzun zamandır spam kutusuna düşmeden karşıladığım nazik yorumu...
      Çok teşekkür ediyor, sevgilerimi iletiyorum.
      (zmir Toplantısında göremeyince acaba Derin ; "Blogger toplantılarına katılmaz! " ifadesini yazmayı unutmuş mudur diye düşündüm doğrusu.
      Esenlikler diliyorum.
      .

      Sil
  6. Çok güzel örnekler ve güzel bir konu seçmişsiniz hocam çokda haklısınız evlenmek zaten insana verilmiş bir görev gibi yani doğamızda olan bir durum tüm alem de bu böyle değil mi ve en güzeli de rabbimizin imanımızı eşlerimizle tamamlaması😌o yüzden rabbim hayırlı insanlar ile karşılaştırsın bizleri ünmeti Muhammed’i

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blogları Canlandırma Projesi kapsamında Romantizmi seçmeden önce epey düşündüm, kararsızlık yaşadım, 7 farklı konu ve Ağustosun son haftasından Eylül'ün 10. gününe kadar süremiz vardı. Ailece sağlık sorunlarımız ağır basınca eski yazılarımdan birini ( güncelliğini yitirmediğini düşünerek) paylaştım. Düşüncenize teşekkürler.
      Evlilik çok farklı görüş açılarıyla değerlendirilebilir diye düşünüyorum; Belki asıl amaç nesli devam ettirmek, hayatı paylaşmak olmakla birlikte kişilere göre değişebilen felsefi, psikolojik, toplumsal, mantıksal neden hatta ekonomik nedenleri olabiliyor.
      Doğada hayvanlar aleminde de nesli devam ettirmenin, beraberliklerin çeşitli türlerde öyle güzel örnekleri var ki. Bazen hayranlıkla , bazen merakla. şaşırarak izliyor, dinliyor, okuyor, öğrenmeye çalışıyorum.
      Yorumunuza çok teşekkürler.
      Sağlıkla, huzur ve mutlulukla...

      Sil
    2. Blogları Canlandırma Projesi kapsamında Romantizmi seçmeden önce epey düşündüm, kararsızlık yaşadım, 7 farklı konu ve Ağustosun son haftasından Eylül'ün 10. gününe kadar süremiz vardı. Ailece sağlık sorunlarımız ağır basınca eski yazılarımdan birini ( güncelliğini yitirmediğini düşünerek) paylaştım. Düşüncenize teşekkürler.
      Evlilik çok farklı görüş açılarıyla değerlendirilebilir diye düşünüyorum; Belki asıl amaç nesli devam ettirmek, hayatı paylaşmak olmakla birlikte kişilere göre değişebilen felsefi, psikolojik, toplumsal, mantıksal neden hatta ekonomik nedenleri olabiliyor.
      Doğada hayvanlar aleminde de nesli devam ettirmenin, beraberliklerin çeşitli türlerde öyle güzel örnekleri var ki. Bazen hayranlıkla , bazen merakla. şaşırarak izliyor, dinliyor, okuyor, öğrenmeye çalışıyorum.
      Yorumunuza çok teşekkürler.
      Sağlıkla, huzur ve mutlulukla...

      Sil
  7. Bu arada şarkıcıda severek dinledim çok teşekkür ederiz☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu şarkı , sözleriyle çok anlamlı gelir bana. Çok severim. Taş plaklar, Sahibinin Sesi serileri vardı bir zamanlar. Değerli bir eski yorumcudan da dinlesinler yeni kuşaklar diye özellikle seçtim.
      Bu sabah (çok farklı bir yorumla seslendirilmiş ) bir başka güzel şarkıyı daha ekledim.
      Sanata- sanatçılara saygıyla.
      Bana açıklama fırsatı da verdiniz. Teşekkürler.

      Sil
  8. Evlilik ,aile kurmak bunlar önemli ,kendi çocuklarımın yuvası olsun mutlu olsunlar mutlu olurum tıpkı benim ailemin benim için istediği gibi. yeter ki sevgiyi bulsunlar aşık olurlarsa şahane olur, saygılarını da yitirmesinler evliliklerde .Tüm gençlere dileğim bu.Uzun yıllar evliliği sürdürmek biraz şans işi . Her daim romantizm olmaz ama saygılı bir hayat olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu mantıklı düşüncelere katılmamak mümkün mü sevgili Mehtap. Kuşaktan kuşağa her anne-baba - bazen kendi mutsuzlukları pahasına- çocuklarının mutluluğunu istiyor elbette. Aile bütünlüğünün bozulmaması esas tabii.
      "Aşık olurlarsa şahane olur." diyorsun. Ben kalıcı sevgiyi fırtına gibi bazen gelip geçen aşklara tercih ediyorum.
      Romantizm her daim olmaz elbette, eğer olsaydı en küçük mutsuzlukta ya da acıda yıkılırdık.
      Yaşamı yaşanabilir kılmak amaç...
      Sevgiyle.

      Sil
  9. Merhabalar.
    Çok güzel bir konuydu, kaleminize ve emeğinize sağlıklar dilerim. İyi günde, kötü günde birlikte dayanışma içinde ve sabırla kalabilmek çok güzel bir haslet. Ancak, günümüzdeki evli çiftler arasında böyle birlikteliği ve dayanışmayı görememek bizleri üzüyor.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      İyi görüşlerinize, düşüncelerinize çok teşekkür ederim.
      Her ne kadar mutlu bir evliliği yıllar boyu güvenle, sadakatle, sevgi ve saygıyla sürdüren çiftler günümüzde azalsa da halâ var böyle beraberlikler. Keşke çoğalsalar...
      Sağlıklı-huzurlu günler dileyerek...

      Sil
  10. Bir yastıkta kocamayı umut ediyorum sağlıkla, huzurla, mutlulukla. Sevgi ve saygıyı yitirmeden. Herkes için bu temennim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Herkes için" dileği çok iç açıcı. Ben de hep aynı düşünceyle beklentilerle mutluluk dilemişimdir .
      Ebem kuşağı'na eski paylaşımlarımın yorumlarında çok rastlıyorum. Yeniden görmek gerçekten mutlu ediyor beni.

      Sil
  11. Tam da 27. Evlilik yıldönümü kutlarken bu yazınız ne tatlı denk düştü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha nice yıllara hep aynı neşe, mutluluk ve tükenmeyen coşkuyla. O temel yapıya minicik bir katkıyla uzaklardan mutluluk iletebildiysem sevinirim.
      Bizim de 50'ye 4 kaldı.

      Sil
  12. Ne güzel anlatmışsınız evliliği, söylenecek söz bırakmamışsınız Makbule Hanım.
    Ne güzel dileklerdi onlar; ''bacanız hep tütsün'' , hele ''bir yastıkta kocayın''. Hiç farkında olmadan o yastıklar bölündü, ama gıkımız çıkmadı, belki farkında olmayarak giderek tahammül sınırları çok daralan gençlere ön bir fikir oluşturdu, kolay ayrılıklar için. Evet günümüzde ayrılıklar ne kadar çoğaldı ve kısa sürelerde olmaya başladı.
    Goethe'de, Sokrates'te güzel söylemiş. Yalnız, Sokrates'in söylemindeki ''karınız'' kelimesini ''eşiniz'' olarak değiştirmek lazım. Çünkü iyi çıkmak tek taraflı bir lütuf değil.
    Ben evlilik müessesesini son derece kutsal, insanoğlunun sosyal bir varlık olmasının gereği olarak görüyorum.
    Ev olmak, evli olmak; yoldaşlık, birbirini anlamak ve özlemeyi barındıran ne güzel değerlere sahip ortak bir hayattır.
    Evvelden bir çok yöremizde, kaybedilen eşin ardından diğer eş ''evim, evim'' diyerek ağıt yakar, evi-evliliği kutsardı.
    Ancak günümüzde, gittikçe vahşileşen, acımasızlaşan, bireyselleşen hayat bu değerleri alt üst etti. Üzülüyoruz ve ''kapıldık gidiyoruz bahtımızın rüzgarına'' bakalım. Hayırlısı.
    İyi ki bu konuyu seçtiniz, bizlerin de dikkatini çektiniz. Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda sizin de duyarlılığınızı, hassasiyetinizi biliyorum Hikmet Bey. Çok çeşitli müzelerimiz var ama aile bütünlüğünü, evlilik kurumunu, insani değerleri örneklerle sergileyen, geçmiş yılları anılarda canlandırmaya vesile olan kalıcı mekânlarımız yok. Var da acaba ben mi duymadım.

      Çağlar, kuşaklar, dönemler, alışkanlıklar ve beklentiler değişecek elbette ama neden gençlere geçmişteki yaşamlardan kalıcı güzel örnekleri dramalarla, öykülerle, sanatsal etkinliklerle, mizahın yapıcı gücüyle aktarmayız? Oysa toplumun bu önemli konu hakkında aydınlanmaya ne çok ihtiyacı var .
      "Herkes kendi hayatını yaşar" felsefesiyle giderek bencilleşiyoruz. Bütünleşmeyi sağlayamayan toplumlar daha çabuk ayrışıyor ve değer kaybına uğruyorlar.
      Katkınıza, içten paylaşımınıza çok teşekkür ederim.

      Sil
  13. Evlilik insan doğasına aykırı bir kurum bana göre. Ve evlilikte mutlu olmak büyük oranda şans işi. Ne olursa olsun devam etmeli, çocuk anne-baba ile büyümeli düşüncesi de yanlış. Biraz rijitim o konularda ben. Hatta evlilik sözleşmeli olmalı atıyorum 5 senelik filan, herkes devam etsin diyye daha hassas olur iddiam var filan.

    Benim mutlu bir evliliğim var. Evimizin karşısında Karacaahmet mezarlığının olması bunda etken elbette. 3 günlük dünyada ne üzeyim sevdiğimi diye vazgeçtik hep kavgadan :-) Şans benden yanaydı..

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Bu dünyada nice insan varsa onca ayrı dünya vardır." görüşünü benimseyen biri olarak; kişisel fikir ve görüşleri nedenleriyle anlamadan doğru ya da yanlış demek haksızlık gibi geliyor bana sevgili Mai. Yorumunun 2. cümlesindeki düşüncene de katılıyorum. Ülkemizde pek çok örnekleri var; Mutsuz sonlar tüm aileyi perişan edebiliyor. Ancak "Evlilik Sözleşmesi" bazı ünlüler yapsa da doğrusu ben bu konuda farklı düşünüyorum: Evlilik bir ticari kurum değil ki. Büyük şirketlerde bile 2 ya da 3-5 yıl sonrasını kim- nasıl garanti edebiliyor? Karşılıklı anlayış ve dürüstlük, hoşgörü olmadan temelsiz kurulan her şey yıkıma uğruyor.
      Son cümlen beni rahatlattı. Yanlış hatırlamıyorsam İstanbul Karacaahmet Mezarlığı'nın girişinde "Her fani bir gün ölümü tadacaktır." yazıyordu.
      Bu ölümcül dünyada mutluluğunuz daim olsun.

      Sil
  14. Bazen evli olmaktan mutlu oluyorum bazen de kadınlar hiç evlenmemeli diyorum 😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir kadın olmanın ötesinde, "önce insan" ız sevgili Derya. Kişiliğimizi oluşturan bize has özelliklerimiz, duruma-zamana-ruh halimize göre değişebilen inişli çıkışlı duygularımız olmasaydı "insan değil robot" olurduk.
      "İyi İnsan" olmayı yürekten istersen bazen'ler bile çoğu zaman'a ya da her zaman'a dönüşebilir.
      Duygu-mantık-akıl-irade bağlantısını dengeleyebilmek ve birlikte yaşadıklarımız... Sonuçta mutluluk varsa denemeye değer. Zoru başarmak güzeldir ancak,
      "çözümsüz vakalar" da vardır elbette.

      Sil