Bu Blogda Ara

16 Eki 2024

SOFRALAR DİLE GELSE...


Sofralar sahibinin göstergesidir. Her sofra onu hazırlayan insandan izler taşır. Küçük bir ayrıntı, bazen bir örtü, bazen bir çiçek, farklı renk seçimleri, konuğa göre hazırlanmış yiyecekler... Bir sofra bazen sizi yıllar öncesine alır götürür, geçmişin anılarından, mutfaklarından kokular ve tatlar taşır. 

Hazırlanmış her sofra konukseverliğin kanıtıdır. Özenle hazırlanmış bir sofra, damak zevkine bir yolculuktur. Her sofra, hazırlayanın kişilik özelliklerini de vurgular; Paylaşımcı bir kişilik, ince zevk sahibi bir insan, tasarruftan yana bir kişi... Hepsinden önemlisi sofra yaşamdan bir kesittir. Hayatın tadı, tuzu, biberidir. Alışkanlıktır, bekleyiştir, karar yeridir, sohbet zeminidir. Sofra hayatın yapı taşlarından biridir. Bayramlar,  özel günler paylaşımları arttırdığı gibi, sofraları da farklı kılar.


Özenerek hazırlanmış bir doğum günü sofrası, sevginin, özlemin, duyguların yansımasıdır. Bir kır sofrası, portatif haliyle, üstünde kır çiçekleriyle, doğal ortamıyla çok farklı duygular yaşatır. Yere serilmiş renkli dokuma örtünün üstüne hazırlanmış köy sofrası bir başka tat sunar. Yeni pişmiş sıcacık bazlama yanında tulum peyniri. Bu belki de misafire sunduğu son peynirdir. Belki yanında küçük bahçesinde yetiştirdiği mis kokulu domates, taze biber, salatalık da bulunabilir. Gönül zenginliği de sınanır böylece. Ortamlar değiştiğinde tatlar değişebilir elbette. Ancak gerçek dostluk her yerde ayırt edilebilir.


Her sofra bir başka dünyadır ve başka dünyalara yeni yolculuklar başlatır. Hep çocukluktaki damak tadını arar, özleriz. Aradığımız çocukluktaki o güzel, kaygısız günlerdir belki de... Çocukluğumda zaman zaman kahvaltıda bol soğanlı, domatesli ekmek çorbası hazırlandığını hatırlarım. Kuru ekmekler israfı önlemek amacıyla çorba olarak değerlendirilirdi. O zamanlar tasarruf önemliydi. 

Bir zamanlar sofralar, evin çocukları için bir okul gibiydi. Ama o yıllarda pek çok şey derinlemesine algılanamıyor. Babaannelerinin, anneannelerinin, annelerinin sofralarında ne çok şey öğrenir çocuklar; İnsanlığı, çeşitli konularda sohbet etmeyi, dinlemeyi, sofra kurallarını, saygıyı, sevgiyi, güven duymayı... Ve en önemlisi bütün bunlardan yola çıkarak sözsüz iletişim kurmayı, kokulardan, renklerden, düzenlemelerden yola çıkarak bir dünya görüşü kazanmayı, değerlendirme yapmayı...




Sofra hazırlamak, onu donatmak ayrı bir özen ister. Bazen bir saatte hazırlanan bir yemek 10 dakikada tüketilebilir. Sabahın ilk ışıklarıyla toplanmış kabak çiçeklerinden hazırlanmış bir kabak çiçeği dolması emektir,  göz zevkidir, lezzet birikimidir.
Çocukluğumdaki sofraları hatırlıyorum; Sofrayı renklendirmek amacıyla kırmızı bir domatese batırılmış beyaz ful çiçekleri nasıl da güzel dururdu. Mevsimlere göre değişen çiçekler; Görüntüleriyle papatyalar, yaseminler, sümbüller, güller... Kokularıyla portakal ve limon çiçekleri, fesleğen, nane...
Geçmişin izlerini yansıtan her sofra, bir başka yolculuk başlatır lezzetler diyarına.

Amaç sadece doymak değildir elbette. Yemeklerden önce sevgi, güler yüz, dostluk sunulan her sofra güzeldir. Sevdiklerimizin olduğu her sofra bize ziyafet sofrası gibi gelir. Tüm görkemiyle, güzelliğiyle yeniden yaşatılmalı yöresel tatlar, eski sofralar. Geçmişten kalan güzel anları unutmamak, anıları yaşatmak için sofra kültürünü, adabını aktarmak lazım yeni kuşaklara. Değerler kuşaktan kuşağa sürdürülmeli...

Makbule ABALI -Eğitimci
22 08. 2014

Güncelleme: 16.10.2024 

32 yorum:

  1. Çok duygulandım ve gittim çok uzaklara çocukluk anılarına....Nineciğimin (rahmetle anıyorum) sonbaharın serin sabahlarında içirdiği tarhana çorbasının kokusunu duydum ;mis ,içinde börülce taneleri ve kösleme biberler...Teşekkürler Makbule Hanım 'cığım; sofraların harika ,bereketli olsun ,sevgi ile dolsun .Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler sevgili Arzu Hanım, hayallerde geçmişe yolculuk, ortak duygu paylaşımı insanı mutlu ediyor.
    Çocuklara özenle bakan, emek harcayan tüm nineleri ben de saygı ve rahmetle anıyorum. Sofralarda çocukların öğreneceği ne çok şey var.
    Sağlık, mutluluk, sevginin paylaşılacağı güzel, özel sofralarınız olsun.

    YanıtlaSil
  3. Bir sofra ne çok kelime getirir beraberinde... Aynı güzel yazılar gibi... Yıllar sonra, yenen yemekler bizi büyütüp tadını unuttursa da, sofranın kelimeleri kazınır kalır, oturanın zihninde. Güzel sofranızdan henüz kalkmış gibi hissettim, onlarca kelime zihnimde, elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Her sofra sevdiklerimizle daha da güzelleşiyor, zenginleşiyor. Onlarca güzel anı değil midir asıl insanı besleyen.
    Yıllar sonra insanın çocuklarının hazırladığı göze, mideye en güzel şekilde hitap eden sağlıklı sofralarda bulunması ne büyük mutluluktur. Küçük notlar hiç unutulur mu? Asıl anıları kalıcı kılan o güzel izler elbette.

    Çok teşekkürler sevgili Sezgi. Sağlıklı, güzel, zevkli sofralarınızdan neşe, mutluluk hiç eksilmesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım, 9 yıl önce yazmıştım bu yazıyı. Anılar bizi geçmişe sürüklüyor bazen. Sofra düzenini, sağlıklı yemekler yapmayı, en yakınlarımızla birlikte olabilmeyi, babanın ve sizlerin de çok sevdiği yöresel yemekler yapmayı hep sevmişimdir, bilirsin.
      Anneannen pek çok konuda olduğu gibi, çok iyi bir mutfak emekçisi idi. Bizler; rahmetli Rasime Teyzen, Sıdıka Teyzen, Emel Teyzen ve ben, annen ondan ne çok şey öğrendik, uyguladık. Krallara lâyık sofralar değil ama bereketli, gönül zenginliğiyle donatılmış sofralar önemliydi bizler için.
      Ekonomik sıkıntıların yaşandığı günümüzde sofralardan söz etmek ne derece doğru olur diye az düşünmedim değil. Sofra paylaşmak değil amacım, kaybolan sosyal değerlerimizi dile getirmek.
      Eski sofaları biz hazırlardık, sonra sizlere bıraktık o görevi. Geçen gün kızlarının hazırladığı incelikle hazırlamış masayı görünce yıllar öncesini düşündüm. Tamam dedim, kuşaktan kuşağa kazanılmış değerler aktarılıyor. Mutlu oldum.
      Sağlıkla, ağız tadıyla , mutlulukla nice güzel yıllara...

      Sil
  5. İnsanların aile olduklarını en çok sofrada hissederler gerçekten. Özellikle de çocuklar. Sıcacık bir yuvada yaşadıklarını, aradaki bağları, o çemberin bir halkası olduklarını, sevgiyi, saygıyı, güven duymayı, birlik ve beraberliğin doyumsuz güzelliğini yaşayarak öğrenirler. Bir sofranın etrafına çevrelenmek demek sadece karın doyurmak değil, ruhları da doyurmaktır, hem de en etkilisinden. Terapidir aynı zamanda. Ancak günümüzde bu adap eskisi kadar önemsenmiyor korkarım.
    Güzel sofralarla süslenmiş bu güzel yazınızla ne çok şey hissettirdiniz, ne güzel mesajlar verdiniz.
    Kaleminize ve emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  6. Büyüklerin önem verdiği şeyleri çocuklar da önemsiyor gerçekten. Babam gelmeden sofraya oturmadığımızı hatırlarım. Hep birlikte neşe içinde yemek yemek hepimiz için bir mutluluktu. Hala büyük ve kalabalık sofralar aileyi toparlayıcı bir bağ gibi gelir bana. Günümüzde fast-food tarzı yiyecekler sofraları da gereksiz mi kılıyor acaba?
    Güzel görüşlerinize, destekleyici yorumunuza çok teşekkürler.Sağlıkla, mutlulukla, bereketli sofralarda güzel günlere...

    YanıtlaSil
  7. Katılıyorum Makbule hanım. Yeni keşfettim burayı. Ben de beklerim efendim kendi siteme... Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.İstediğim sıklıkta yazamıyorum. Hayatın içinden çeşitli konularda okumak, yazmak, düşünmek beni mutlu ediyor. Selamlar.

      Sil
  8. üfff ne güzel. sofralar çiçekler bi deee kitaplar ve kahveleeer olsuuun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sofralar; çiçeklerle, kitaplarla, dostça sohbetlerle,ikram edilen sıcak çay ve kahvelerle daha da güzelleşiyor elbette.

      Sil
  9. eveeet yapıyosunuz di mi o sofralarda o şeker sohbetleri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii sevgili Derin, sıcacık sohbetler, candan dostlar, dostluklar için değil midir?
      Gecikmiş bir yorum yanıtı bu. Nasılsa görmemişim.
      Sevgiler.

      Sil
  10. Sevgili öğretmenim ne güzel yazmışsınız her zamanki gibi , o kadar ince noktalara dokunmuşsunuz ki söyleyecek söz kalmamış gibi :-) o sofralar ki hazırlayanlar hakkında da o sofrada bulunanlarla ilgili de ne güzel ipuçları verir aslında değil mi ? Nice güzellikler, nice incelikler , nice mutluluklar sezdirir aslında. Siz hep yazın öğretmenim ve biz okuyucularınızda hep böyle güzel duygularla okuyalım yazılarınızı. Yazılarınız daim olsun öğretmenim :-))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlamlı, incelikli yorumuna çok teşekkür ederim sevgili Çağrı.
      Her zamanki nezaketinle evimizde konuk olduğun günlerde o sofraları da paylaştık. Ben kalabalık dostlar sofralarını özlüyorum bazen. Herkesin sevgi ve vefasıyla katkıda bulunduğu sofraları. İster basit bir yer sofrası, ister yöresel yemeklerin tadıldığı; karın doyurmaktan çok gönül doyuran sofraları...

      Sil
    2. Güncellenmiş yazıları okumanın da ayrı bir keyfi oluyormuş , " aaa ben bunu okumuştum ." yerine ik defa okuyormuş gibi okuma hissi , işte bu hissi de birçok kişi yakalayamıyor da veremiyor da malesef , öğretmenim gibi güzel yürekli ve kalemini güzel kullanınca tadı da bir başka tabiki de...🤍🪽🌸💕☘️

      Sil
    3. Benim için de bir yıl hatta bazen 10 yıl öncesinde yazdığım bir yazının sonrasında eski yorumların hemen yanında yeni yorumları da bulmak öyle büyük mutluluk ki sevgili Çağrı.
      Her zaman iyi şeyleri söylemek gerektiğine inanan biri olarak ; blog yöneticilerine de bu mükemmel işleyişi sürdürebildikleri için sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Ne yazık eleştiri hakkımızı sadece olumsuz durumlarda kullanıyoruz. Oysa güzelliklerin devamı için olumlu açılardan takdir de gereken yer ve zamanda kullanılmalı.
      İncelikli yorumuna teşekkür ediyor, sevgilerimi iletiyorum.

      Sil
  11. Sofra adabı gerçekten eğitimin bir parçası ve aileden geliyor. Çocuklarım küçükken bazı ailelerin çocuklarını ayrı ve erken yedirdiklerini öğrenmiş ve çok şaşırmıştım. Nedeni, karı koca rahat rahat konuşarak yiyebilmekmiş! Bu bana çok yanlış gelmişti, sadece çocuğa “sen bizi rahatsız eden ve bizim dışımızda bir varlıksın” mesajı vermiyor, aynı zamanda çocuğu yetişkin sofra adabı ve aile olmak bilincini öğrenmekten de ırak tutuyor. Aile denen şey birlikte yaşar, birlikte sohbet edilir, ortak bir kültür yaratılır, biz olma fikri çocuğa bu şekilde verilir ki ergenliğinde bile “en azından” yemek vakitlerinde biraraya gelinsin, hayat ne kadar farklı olursa olsun, yemek vaktinde bir olsun :)
    Dost ve ziyafet sofralarını, yemek bittikten sonra hemen toplanmayan ve uzuuuun uzun sohbet edilen sofraları çok severim. O sofralarda ne ikram edilirse doyar insan çünkü sohbettir asıl doyuran. Ama bir de özenle hazırlandıysa o sofra, Allaaaaaah, yeme de yanında yat!
    Ellerinize sağlık öğretmenim!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Sadece C." olmaktan öte; olgun görüş ve düşünceleri, alçakgönüllü tavırları, içten paylaşımları ile tam bir can dosttur bazı blog arkadaşları. Kaç yaşında olursanız olun, çocuklar kadar ergenler ya da yetişkinler de onun fikirlerinden yararlanırlar. Hayatı sindirmiş insanlar gibidir o kişiler... Anne olarak da, çocuk olarak da, hatta inanıyorum ki yıllar sonra anane ( O'nun deyişiyle ) veya babaanne olduklarında da sevgi tohumlarını he zaman yayacaklar.
      Sohbetlerin, sofraların bereketli olsun, insan sevgin daim olsun canım C.....

      Sil
    2. İnşallah bir gün de birlikte 💕 Suyunuzun bile lezzeti hâlâ damağımda..

      Sil
    3. Kişinin farkındalığı ve duyarlılığı en üst düzeyde ise, mutluluk katsayısı da o denli yüksek oluyor. Bir kez daha inandım bu gerçeğe.
      İçten dileğin, benim de tez zamanda gerçekleşmesini istediğim bir düş gibi... Bahara kaç var...? Neyse çok sayılmaz.

      Sil
  12. Bu güzel sofralardan sonra ne diyelim, ağzımızın tadı yerinde olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar var olduğu sürece hayatımızda güzellikler de, olumsuzluklar da hep var olacak sevgili *mehtap. İyiliklerle kötülüklerin savaşı da pek kolay bitmeyecek galiba.
      Farkındalıklar arttıkça, kaba güçlerin, çıkar ilişkilerinin yerini barışçıl anlayışlar aldıkça ağzımızın tadı da değişir herhalde.
      Sevgiyle.

      Sil
  13. Huysuzum ben o konuda . Sofrada oturmayı sevmem, sohbetlerini de sevmem. Çocukken de sevmezdim. Yemek yemek canımı sıkan bir zaman kaybı. Hap olsa bir tane mesela öğle yemeği hapı filan gibi ağzıma atsam ve yürüyüp gitsem derim hep.

    Ancak anlattıklarınızda resmettiğiniz tablonun doğru ve gerekli olduğunun hakkını teslim ediyorum elbette.

    Benimki çok kişisel bir huysuzluk🤗

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel özellikleriyle tanıdığımız bazı güzel insanlar öyle olumsuz şeyler yaşamış, öyle olumsuzluklarla karşılaşmışlardır ki sevgili Mai; Dövüş alanında gardını almış deneyimli savaşçılar gibi her zaman savunmada kalma ihtiyacı duyabilirler. Çatık kaşlı, huysuz biri olmasalar da kendilerine haksızlık etme pahasına maske takar, kılık değiştirme ihtiyacını duyarlar.
      İnsan sevgisiyle donatılmış bir şiir-sever, huysuz olabilir mi?
      Resmettiği tablonun öbür yüzünü görüyorum ben...
      Belki bir gün, mavi çiçekli bir masada, uzaylılar gibi haplarla beslenmek değil de, doğal gıdalarla ruhsal bir doyuma da erişebilir insan...

      Sil
  14. çocukluğuma, gençliğime dair en büyük şanslarımdan biridir akşam ailecek yenen yemekler, kurulan özenli sofralar...hepimiz o gün olan bitenle ilgili konuşur, birbirimizden haberdar olurduk. evlenip oğlum olduğunda çok özendim ben de hep sofralara, kısa süre sonra anne-oğul iki kişilik de olsa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmez miyim sevgili Şule; Aileyle bütünleşmiş, duygularla güçlenmiş, anlayanı çok sofralarla büyüme şansını yakalamış çocuklar ve gençler kuşaktan kuşağa bu güzellikleri sürdürüyorlar. Mide doygunluğundan öte incelikli doyumlar ve tutkular önem kazanıyor onların yaşamlarında.
      Ve sonunda anlıyor ki insan; nicelikten çok nitelik önemli. Sofradaki yemeklerin çeşitliliği ya da insan sayısından çok "Paylaşmak-tat almak-ruhu ve beyni doyurmak " asıl önemli olan.
      Siz bunu başarabilmişsiniz, ne güzel, ne büyük mutluluk...
      Oğluna sevgilerimi, başarı dileklerimi ilet lütfen.

      Sil
  15. Yazınızı zevkle okudum, eşlik eden fotoğraflara hayranlıkla baktım. :)
    Pandemi sonrasında galiba halen o dost sofralarına tam istediğimiz gibi kavuşamadık, sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "EKMEKÇİ KIZ " Bloğu'na her uğrayışımda; Yıllar önce okuduğum bir kitap adı gelir aklıma. Kaybettiğimiz değerli gazeteci yazar Oktay Akbal'ın "Önce Ekmekler Bozuldu" adlı kitabını Varlık Yayınları arasında okumuştum.
      Yıllar sonra doğal gıdaların yerini yapay gıdalar alırken ekmek yapımları da değişti gerçekten.
      Ancak inanıyorum ki sizler gibi duyarlı ve hassas kişiler eski alışkanlıkları güçlü bir farkındalıkla sürdürüyorlar.
      Naif kişiliğiniz yazılarınıza ve yorumlarınıza da yansıyor.
      Her yönden sağlıklı sofralar ve günler-yıllar dileyerek...
      Sevgiyle.

      Sil
  16. Yemek yapmayi ne seven ne de beceren biriyim ama bu yazıyı okuyunca hemen koşup anacığıma bir sofra kurasım geldi. Neyse ki haftasonu geliyor. Şöyle güzel bir sofra da ben kurayım.
    Ne güzel söylemişsiniz hocam, yüreğinize sağlık ❤️
    Ve, yazıyı açken okumamalıydım 😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz duygulandırdı beni. Çocuklarının ya da torunlarının eliyle hazırlanmış bir sofra, onlar için ne büyük mutluluk kaynağıdır. Bilirsiniz: doymak sadece mideyle ilgili bir iş değil.

      Sevgiye-ilgiye doymak, vefa, duyarlılık, ince düşünceler, farkındalık... her biri insan için sonsuz bir mutluluk kaynağı...
      İçimden gelerek yazdığım bir yazı, çok uzaklardan bir başka anne yüreğine bir yol oluşturuyorsa, nasıl mutlu olurum ben de. Sizin elinizden çıkmış en basit bir yemek bile onda ziyafet etkisi yaratabilir. Sofraya tabağının yanına bir küçücük çiçek iliştirerek selâm- sevgilerimi de iletir misiniz?

      Sil
  17. keyifle hazırlanan masalarda ağız tadıyla yemek yiyebilmek çok güzel:)

    YanıtlaSil