Bu Blogda Ara

10 Ağu 2021

ÇOCUK OLABİLMEK...


Son orman yangınlarında bir kez daha tanık olduk; Çocuklar gelecekte yetişkinlerden çok daha planlı, düzenli çalışacaklar, benzer felaketlerin
yaşanmaması için tüm güçlerini harcayacaklar.



İnsanlık adına öyle merhametli ve vefalılar ki davranışlarıyla şaşırtıyorlar bizi; Karıncalarla, kelebeklerle konuşuyorlar, yanan buzağıların ardından hüngür hüngür ağlıyorlar. Yangında kalan kaplumbağalara su veren yetişkinlere yardım ediyorlar. Yaptıkları resimlerde acıyı, hüznü kapkara boyalarla dile getiriyorlar. Mutlu oldukları anlar canlı renklere  bürünüyor.

Çocuklar içten, saf, temiz ve masumlar. Günümüzde pek çok yetişkinde rastladığımız yalan, riya, aldatmaca, acımasızlık , haksızlık onlarda yok. İçleri, dışları bir.  Hoşlanmadıkları bir davranışı rahatlıkla eleştiriyorlar. İçimizi acıtan soruları da var. "Kuşların yanan kanatlarının yerine yeni kanat takılabilir mi?" sorusu gibi. 

Çocukların dünyasında " çocuklar gibi" oluyor insan...

Makbule ABALI 











 

6 yorum:

  1. Merhabalar.
    Ben, çocuklarımıza temiz; saf ve ihtiyaçlarını karşılayacak, yaşanabilir bir ülke bırakamadığımız için üzülüyor ve utanıyorum.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      Aynı üzüntü ve utancı ben de yaşıyorum. Çocuklar böyle bir mirası hak etmediler. Keşke daha güzel bir dünya bırakabilseydik, yarınlarını garanti altına alabilseydik.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  2. Ne yazık ki olan hep masumlara oluyor; çocuklara, hayvanlara, doğaya... Belki bir gün değişir her şey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masum ve korunmasız, savunmasız olanlara, güçsüzlere. Değişmesini diliyoruz, içtenlikle umuyoruz. Keşke... keşke...
      Sevgiyle.

      Sil
  3. Merhabalar.
    Çocuklar bizim en kıymetli varlıklarımızdır. Onlardan asla vazgeçemediğimiz gibi, onları en iyi şekilde ailesine, vatanına ve milletine hayırlı bir evlat olarak yetiştirmek için maddi ve manevi tüm varlığımızı harcamaktan asla imtina etmeyiz. Ancak, şu zamanda biricik varlıkları olan evlatlarına kıyacak kadar zalim, vicdansız ve merhametsiz anne ve babalar da gördük.

    Çocuklarımızın çocuk olabilmeleri için ne gerekiyorsa yapmak gerekiyor. Çünkü o dönem, eşref-i mahlukat dediğimiz varlığın eline bir geçiyor. Büyüdükten sonra tıpkı berzah denen sınır çizgisi gibi geri o döneme geçiş yoktur.

    Bir çok ailenin çocuk edindikleri dönemlerde maddi durumları yeterli olmadığı için, çocuklarının çocuk olmalarına, daha iyi bir anlatımla çocuklarının çocuk gibi yaşamalarına imkan vermemektedir. Benim çocukluğum böyle geçtiği gibi, benim çocuklarım da aynı imkansızlıklar içinde ne kadar olabildilerse o kadar çocuk olabildiler. Ben ömrümün en verimli dört yılını Almanya'da geçirdim. Orada yeni evlenen çiftler, bizim gibi hemen çocuk sahibi olmazlar. Önce arabamız, evimiz ondan sonra çocuk derler. Şimdi onlar mı doğru yapıyorlar, yoksa biz mi doğru yapıyoruz diye düşündüğüm de, ben onların (Almanların) doğru yaptığına inanıyorum. Türkiye'de evlenir evlenmez hemen ilk yıl çocuğu olmayan çiftlerde, yakınları hemen kusur aramaya kalkar ve burada ön yargılı davranarak suçu kadına yüklerler ve hemen erkeğe yeniden evermek için kız ya da kadın aramaya başlarlar. Çocuğu olmayan bir çok çiftlerde de kusur erkeklerde çıkar. İşte böyle bir toplumda ne kadar çocuk olabiliyorsak, o kadar şanslıyız.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Yorumunuza geç cevap verdiğim için özür dilerim. Bu yıl yaylaya da çıkamadık. Rahatsızlıklar üst üste olunca engelleyici oldu.
      Çocuklar savunmasız ve korunmaya, kollanmaya ihtiyaçları var diye düşünüyorum. Düşüncelerinize bütünüyle katılıyorum. Anne babaların çocuklara hazırlıklı olmaları lazım. Büyük bir sorumluluk. Benim rahat bir çocukluk dönemim oldu. O zamanlar var olan "orta direk" bir aileydik. Lüks bir yaşantımız yoktu, savurgan değildik. Gösterişten, israftan hep kaçındık.
      Eşim 6 çocuklu bir ailenin çocuğu. Çok yoksulluk çekmişler. Okula geç gitmiş, Zor şartlarda yetişmiş.
      Ülke olarak çocukları sevgi ile, merhamet ile ama disiplinle yetiştirmeliyiz diye düşünüyorum.
      Katkınıza, bilgilendirici yorumunuza çok teşekkür ederim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil